KİTABIN ADI : DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU
KİTABIN YAZARI : PEYAMİ SAFA
YAYIN EVİ : ÖTÜKEN YAYINEVİ
BASIM YILI : 2000
Kitabın Konusu
Çocukluğundan beri bacağından rahatsız olan ve kimseyi dinlemeyen birisinin, hayaller peşinde koşarken başından geçen olaylar.
Kitabın Özeti
Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden
tiksindirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile
kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır.
Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde
evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş
ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini
üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktaruna gidip ona
gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköye gideceğini
öğrenince paşanında onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce
paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık
durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı
geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği
kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e
görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük
yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur. O akşam yine bir roman
okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet’ le birlikte beahçeye gider ve
muhabbet ederler. Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına
rağmen Nüzhet’ i sevmektedir. Ancak onun da aynı duyguları
hissetiğinden emin olmaz. Bahçede konuşurken doktor Ragıp’ ın Nüzhet’ i
istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu
şüpheye rağmen keyfi yerine gelir. Daha sonra Nüzhet annesinin isteği
üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk
etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece
yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet
yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir
muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktara gideceğinden
Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zaafiyetini
daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet
şaşkınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköye gider ve paşanın istediği kitapları alır
ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da
doktara gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler.
Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi
yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar
içeriye girdiğinde kendisinden gizli birşey konuşulduğunu anlar ve
üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve
yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu
söyleyerek onu rahatlatır. Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani
Nüzhet ile doktor Ragıp’ın durumlarını konuştuklarını söyler. Yazar
hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet’ in odasına konuşmaya girer. Nüzhet
yine yazarı ikna eder. Daha sonra ikiside uyurlar.
Ertesi günü Nüzhet’ le bahçede geçiren yazar Nüzhet’ le cinsel
yakınlaşmalara girer. O akşam doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç
oralı olmaz. Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini
sorar o da Ragıp’ ı Nüzhet’ e yakıştıramadığını söyler bunu duyan
yengesi de içinden yazara karşı kin tutar.
Bir gün yazar yengesinin Nüzhet’i mikroplara karşı uyardığını ve
eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terketme
kararı alır. Ancak annesininde o gün paşalara geleceğini duyması
kararını değiştirmesine neden olur.
Hızla geçengünlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün
geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür. Operatör ona durmun
ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpıdamamasını ister. Evi
birden kalabıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır.
Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini
söyler fakat buna razı olmayan yazar birden bayılıverir. Bundan
etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip
yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastahanete kalması
gerektiğini söyler. Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu
Hariciye Koğuşuna yatırılır. Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk
gecesi olaylı biter. Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp
çağırır. Zor geçen günlrin sonunda ameliyat günü gelir. Ameliyatı
bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtılduğun ancak yer
basamayacağını söyler.
Daha sonra da Nüzhet’ ten gelen karttan Paşanın hastalandığını
Nüzhet’ in de doktor Ragıp’ la nikahlanacağını öğrenir. Acılar içinde
geçen günlerin sonunda annesi doktor Mithat ve arkadaşı onu
hastahaneden taburcu ettirirler.
Kitabın Ana Fikri
Bize verilen öğütleri ciddiye almalı ve hayallere peşinden koşmamalıyız. Aksi takdirde kaybeden yine bizoluruz.
Kitaptaki Olay ve Şahısların Değerlendirilmesi
Yazar : Tek bacağından acı çeken ve ümitleri peşinde rüyalar aleminde koşan birisi.
Nüzhet : Yerinde duramıyan yaşam dolu son derece hareketli birisi.
Paşa : Disiplinli, yardım sever ve dediğim dedik, inatçı birisi.
Yengesi : İçten pazarlıklı kızının iyiliğini düşünen bir anne.
Nurefşan : Köşkün hizmetçisi ve yazarın mutluluğu için elinden geleni yapan birisi.
Doktor Ragıp : Bakımlı ve kültürlü bir doktor.
Doktor Mithat : Yazarın doktoru.
Operatör : İnsanliğa faydalı olmaya çalışan bilinçli bir tıp adamı.
Kitap Hakkında Şahsi Görüşler
Kısa ve anlaşılması güç bi kitap.Yazar kitaptaki şahısları psikolojik yönden ele almıştır.Sürükleyici bir kitaptır.
Yazar Hakkında Bilgi
Peyami Safa İstanbul’ da 1899 yılında doğdu. Dokuz yaşında iken sağ
elinin ekleminde kemik hastalığının başlaması, on üç yaşında iken de
hayatını kazanmak zorunda kalması yüzünden düzenli okul öğrenimi
göremedi, kendi kendini yetiştirdi. “ Biri Yerli ve Kopanlıklar Kralı”
adlı (1913) ve “ Üç Kardeş” adlı (1918) birer hikayelik iki küçük kitap
çıkarıyor, Fagfur (1918) vb. gibi sanat dergilerinde hikaye çevirileri
ve makaleleri yayımlanıyordu.Savaş sonunda, kardeşinin isteğiyle
memurluktan ayrılıp basın hayatına atıldı. Çıkardıkları “ Yirminci
Asır” adlı bir akşam gazetesinde “ Asrın Hikayeleri” genel başlığı adı
altında halk için gazete hikayeleri yazdı. İlk otuz kırk tanesi imzasız
yayımlanan bu hikayeler o zaman çok beğenildi; yazar devrin ileri gelen
bazı sanatçıları ( Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı, Ömer
Seyfettin vb.) tarafından teşvik edildi.O tarihten sonra yalnız
gazetelerde çalıştı. Fıkra, makale ve roman yazarı olarak geniş bir üne
ulaştı. Bu arada “ Kültür Haftası (1936) ve Türk Düşüncesi (1953-1960)”
adlı iki de dergi çıkardı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kendini
Faşizm akımına kaptırdı; savaş sonrasında calıştığı parti gazetelerine
göre ikide bir ağız değiştirerek siyasal bir dengesizlik içinde
bocaladığı, genellikle gerici bir takım görüşlerin savunuculuğunu
yaptı. ******ün sağlığında “ Türk İnkılabına Bakışlar(1938)” adlı bir
kitap yazmışken ******ün ölümünden sonra devrin düşmanı bir yol tutu.
1961’ de İstanbul’ da öldü.
Eserleri
Yalnızız, Fatih Harbiye, Şimşek, Bir Tereddütün Romanı, Sözde Kızlar, Mahşer.
google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);
KİTABIN YAZARI : PEYAMİ SAFA
YAYIN EVİ : ÖTÜKEN YAYINEVİ
BASIM YILI : 2000
Kitabın Konusu
Çocukluğundan beri bacağından rahatsız olan ve kimseyi dinlemeyen birisinin, hayaller peşinde koşarken başından geçen olaylar.
Kitabın Özeti
Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden
tiksindirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile
kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır.
Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde
evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş
ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini
üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktaruna gidip ona
gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköye gideceğini
öğrenince paşanında onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce
paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık
durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı
geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği
kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e
görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük
yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur. O akşam yine bir roman
okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet’ le birlikte beahçeye gider ve
muhabbet ederler. Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına
rağmen Nüzhet’ i sevmektedir. Ancak onun da aynı duyguları
hissetiğinden emin olmaz. Bahçede konuşurken doktor Ragıp’ ın Nüzhet’ i
istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu
şüpheye rağmen keyfi yerine gelir. Daha sonra Nüzhet annesinin isteği
üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk
etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece
yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet
yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir
muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktara gideceğinden
Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zaafiyetini
daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet
şaşkınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköye gider ve paşanın istediği kitapları alır
ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da
doktara gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler.
Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi
yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar
içeriye girdiğinde kendisinden gizli birşey konuşulduğunu anlar ve
üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve
yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu
söyleyerek onu rahatlatır. Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani
Nüzhet ile doktor Ragıp’ın durumlarını konuştuklarını söyler. Yazar
hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet’ in odasına konuşmaya girer. Nüzhet
yine yazarı ikna eder. Daha sonra ikiside uyurlar.
Ertesi günü Nüzhet’ le bahçede geçiren yazar Nüzhet’ le cinsel
yakınlaşmalara girer. O akşam doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç
oralı olmaz. Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini
sorar o da Ragıp’ ı Nüzhet’ e yakıştıramadığını söyler bunu duyan
yengesi de içinden yazara karşı kin tutar.
Bir gün yazar yengesinin Nüzhet’i mikroplara karşı uyardığını ve
eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terketme
kararı alır. Ancak annesininde o gün paşalara geleceğini duyması
kararını değiştirmesine neden olur.
Hızla geçengünlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün
geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür. Operatör ona durmun
ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpıdamamasını ister. Evi
birden kalabıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır.
Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini
söyler fakat buna razı olmayan yazar birden bayılıverir. Bundan
etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip
yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastahanete kalması
gerektiğini söyler. Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu
Hariciye Koğuşuna yatırılır. Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk
gecesi olaylı biter. Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp
çağırır. Zor geçen günlrin sonunda ameliyat günü gelir. Ameliyatı
bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtılduğun ancak yer
basamayacağını söyler.
Daha sonra da Nüzhet’ ten gelen karttan Paşanın hastalandığını
Nüzhet’ in de doktor Ragıp’ la nikahlanacağını öğrenir. Acılar içinde
geçen günlerin sonunda annesi doktor Mithat ve arkadaşı onu
hastahaneden taburcu ettirirler.
Kitabın Ana Fikri
Bize verilen öğütleri ciddiye almalı ve hayallere peşinden koşmamalıyız. Aksi takdirde kaybeden yine bizoluruz.
Kitaptaki Olay ve Şahısların Değerlendirilmesi
Yazar : Tek bacağından acı çeken ve ümitleri peşinde rüyalar aleminde koşan birisi.
Nüzhet : Yerinde duramıyan yaşam dolu son derece hareketli birisi.
Paşa : Disiplinli, yardım sever ve dediğim dedik, inatçı birisi.
Yengesi : İçten pazarlıklı kızının iyiliğini düşünen bir anne.
Nurefşan : Köşkün hizmetçisi ve yazarın mutluluğu için elinden geleni yapan birisi.
Doktor Ragıp : Bakımlı ve kültürlü bir doktor.
Doktor Mithat : Yazarın doktoru.
Operatör : İnsanliğa faydalı olmaya çalışan bilinçli bir tıp adamı.
Kitap Hakkında Şahsi Görüşler
Kısa ve anlaşılması güç bi kitap.Yazar kitaptaki şahısları psikolojik yönden ele almıştır.Sürükleyici bir kitaptır.
Yazar Hakkında Bilgi
Peyami Safa İstanbul’ da 1899 yılında doğdu. Dokuz yaşında iken sağ
elinin ekleminde kemik hastalığının başlaması, on üç yaşında iken de
hayatını kazanmak zorunda kalması yüzünden düzenli okul öğrenimi
göremedi, kendi kendini yetiştirdi. “ Biri Yerli ve Kopanlıklar Kralı”
adlı (1913) ve “ Üç Kardeş” adlı (1918) birer hikayelik iki küçük kitap
çıkarıyor, Fagfur (1918) vb. gibi sanat dergilerinde hikaye çevirileri
ve makaleleri yayımlanıyordu.Savaş sonunda, kardeşinin isteğiyle
memurluktan ayrılıp basın hayatına atıldı. Çıkardıkları “ Yirminci
Asır” adlı bir akşam gazetesinde “ Asrın Hikayeleri” genel başlığı adı
altında halk için gazete hikayeleri yazdı. İlk otuz kırk tanesi imzasız
yayımlanan bu hikayeler o zaman çok beğenildi; yazar devrin ileri gelen
bazı sanatçıları ( Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı, Ömer
Seyfettin vb.) tarafından teşvik edildi.O tarihten sonra yalnız
gazetelerde çalıştı. Fıkra, makale ve roman yazarı olarak geniş bir üne
ulaştı. Bu arada “ Kültür Haftası (1936) ve Türk Düşüncesi (1953-1960)”
adlı iki de dergi çıkardı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kendini
Faşizm akımına kaptırdı; savaş sonrasında calıştığı parti gazetelerine
göre ikide bir ağız değiştirerek siyasal bir dengesizlik içinde
bocaladığı, genellikle gerici bir takım görüşlerin savunuculuğunu
yaptı. ******ün sağlığında “ Türk İnkılabına Bakışlar(1938)” adlı bir
kitap yazmışken ******ün ölümünden sonra devrin düşmanı bir yol tutu.
1961’ de İstanbul’ da öldü.
Eserleri
Yalnızız, Fatih Harbiye, Şimşek, Bir Tereddütün Romanı, Sözde Kızlar, Mahşer.
google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);