KİTABIN ADI : Ankara Ekspresi
KİTABIN YAZARI : Esat Mahmut Karakurt
YAYIN EVİ : İnkilap
BASIM YILI : 1946
Kitabın Konusu
İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi içten yıkmak isteyen
Almanların, Türkiye’ye gönderdiği casuslarından olan hilda ile kurmay
binbaşı Seyfi Beyin arasında geçen olayları anlatıyor.
Kitabın Özeti
Türk ordusunun gözüpek istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile,
Alman ajanları arasında İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk
öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti Almanya, Türkiye’yi de istila etmek
istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok güzel bir kadın olan Frolein
Hilda’nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul’a gelirler.
Harekatın başlama parolası “Ankara Ekspresidir.
Seyfi’nin görevi Almanya’nın faaliyetlerini durdurmaktır. Seyfi ile
Frolein Hilda ilk defe Alman hastahanesinde karşılaşırlar. Seyfi
hastahanenin bir cephane yeri olduğu haberini doğrulamak için doğum
yapmak üzere olan bir kadınla hastahaneye yerleşmiştir. Hilda ise bir
kadın doğum uzmanı olarak hastahanede bulunmaktadır.
Seyfi normal çevrede havaalanı yapan bir muteahhit olarak tanınmaktadır
ve birçok ingiliz ile de tanışıklığı vardır.Alman ajanlarının başında
olan albay Seyfinin bir ajan olduğunu düşünüyor ve düşüncesinin
doğrulanması görevini Hilda’ya veriyor. Albay, Hilda ile Seyfi’yi
Ankara Palas Otel’de buluşturuyor. Hilda gördüğü adamın hastahanede
ğördüğü kişi olduğunu anlayınca albayın düşüncelerinin doğruluğu ortaya
çıkıyor.
Bu arada almanlar kendi kamplarında yetiştirdiği askerlerini gizlice
Türkiye’ye sokmaya çalışmaktadır. Seyfi bu faaliyetleri engellemek için
bir ihbar üzerine Karadeniz’de bir alman şilebini durduruyor ve
askerlerin arasında Frolein Hilada’nın da olduğunu fark ediyor.
Askerleri gemiyle tekrar Almanya’ya gönderiyor fakat Frolein Hilda’yı
esir alıyor. Amacı daha önce Almanlar tarafından esir alınan bir
ingiliz ajanını kurtarmaktır. İngiliz ajanının karşılığında Hildayı
serbest bırakır. Bu arada Hilda Seyfi’ye delice aşık olmuştur.
Takas bittikten sonra bütün Alman ajanları yakalanır ve Almanya’ya geri
gönderilmek üzere bir tren tahsis edilir. Alman albayı işlerinin
bozulmasından dolayı Seyfi’ye büyük bir kin beslemektedir. Almanya’ya
gönderilmeden önce Hilda’dan Seyfi’yi öldürmesini ister. Hilda
gidecekleri akşam Seyfi’ye kendisini son bir kez görmek istediğini
söyler ve Seyfi de bu teklifi kabul eder. Hilda o gece Seyfi’yi
öldürmek için eve gider fakat aşkından dolayı onu öldürmeyi birtürlü
başaramaz ve Seyfi’den kendisini karılığa kabul etmesini ister. Çünkü
geri döndüğünde kendisinin öldürtüleceğinin düşünmektedir.
Seyfi de Hildanın güzelliğinden etkilenmiş ve ona aşık olmuştur. Hilda’nın teklifini kabul eder ve onunla evlenir..
Kitabın Anafikri
Aşkın vereceği ızdıraptaki bir mutluluk nevidir.
Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirmesi
Seyfi Bey: Milli İstikbarat Biriminin İstanbul’daki
bürosunun başında bulunan, vatanı uğruna canını seve seve feda edbilcek
bir karaktere sahip, kadınları bir mıknatıs gibi kendine çekmeyi
başarabilen bir Türk subayıdır.
Hilda : Seyfi Bey gibi oda vatanı için kendisini ölüme
atabilec bir karektere sahip, güzel, çekici aynı zamanda bir okadar
zeki bir Alman casusudur.
Albay Von Klınger : Askerlik hayatı boyunca birçok
başarıya imza atmış, inatcı bir karaktere sahip, zeki, Türkiye’deki
Alman casuslarının başkanı olan Alman komutanıdır.
Yazar Hakkında Bilgi
Esat Mahmut Karakurt
Esat Mahmut Karakurt, birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu
romanlarıyla, yaşadığı dönemin en çok okunan yazarlarından biriydi.
1902 İstanbul doğumlu yazarın, iyi bir eğitim aldığını görüyoruz. 1924
yılında Diş Hekimliği Okulunu, 1930 yılında ise Hukuk Fakültesini
bitiren yazar, gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği ve senatörlük
görevlerinde bulunduktan sonra, 1977 yılında bir beyin kanaması
sonucunda aramızdan ayrıldı.
Esat Mahmut Karakurt’un yazdığı yıllarda, romancılığımızın birkaç
koldan ilerlediği görülür. Bir yanda milli edebiyat akımı
temsilcilerinin, bir yanda toplumcu çizgideki yazarların ve son olarak
aşk/macera temalarını işleyen romancılarımızın ard arda eserler verdiği
bu dönemde, onun tercihi, cumhuriyet ideolojisine uygun aşk ve macera
öyküleri yazmak olmuştu. Tam anlamıyla ilk Türk casusluk romanı olan
“ANKARA EKSPRESİ” ni de o yazmıştır.
Eserleri
VAHŞİ BİR KIZ SEVDİM 1926
ÇÖLDE BİR İSTANBUL KIZI 1926
DAĞLARI BEKLEYEN KIZ 1936
ALLAHAISMARLADIK 1936
ÖLÜNCEYE KADAR 1937
SON GECE 1938
KADIN SEVERSE 1939
İLK VE SON 1940
KOCAMI ALDATACAĞIM 1940
SOKAKTAN GELEN KADIN 1945
ANKARA EKSPRESİ 1946
BİR KADIN KAYBOLDU 1948
ÖMRÜMÜN SON GECESİ 1950
ERİKLER ÇİÇEK AÇTI 1952
SON TREN 1954
KADIN İSTERSE 1960
KİTABIN YAZARI : Esat Mahmut Karakurt
YAYIN EVİ : İnkilap
BASIM YILI : 1946
Kitabın Konusu
İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi içten yıkmak isteyen
Almanların, Türkiye’ye gönderdiği casuslarından olan hilda ile kurmay
binbaşı Seyfi Beyin arasında geçen olayları anlatıyor.
Kitabın Özeti
Türk ordusunun gözüpek istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile,
Alman ajanları arasında İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk
öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti Almanya, Türkiye’yi de istila etmek
istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok güzel bir kadın olan Frolein
Hilda’nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul’a gelirler.
Harekatın başlama parolası “Ankara Ekspresidir.
Seyfi’nin görevi Almanya’nın faaliyetlerini durdurmaktır. Seyfi ile
Frolein Hilda ilk defe Alman hastahanesinde karşılaşırlar. Seyfi
hastahanenin bir cephane yeri olduğu haberini doğrulamak için doğum
yapmak üzere olan bir kadınla hastahaneye yerleşmiştir. Hilda ise bir
kadın doğum uzmanı olarak hastahanede bulunmaktadır.
Seyfi normal çevrede havaalanı yapan bir muteahhit olarak tanınmaktadır
ve birçok ingiliz ile de tanışıklığı vardır.Alman ajanlarının başında
olan albay Seyfinin bir ajan olduğunu düşünüyor ve düşüncesinin
doğrulanması görevini Hilda’ya veriyor. Albay, Hilda ile Seyfi’yi
Ankara Palas Otel’de buluşturuyor. Hilda gördüğü adamın hastahanede
ğördüğü kişi olduğunu anlayınca albayın düşüncelerinin doğruluğu ortaya
çıkıyor.
Bu arada almanlar kendi kamplarında yetiştirdiği askerlerini gizlice
Türkiye’ye sokmaya çalışmaktadır. Seyfi bu faaliyetleri engellemek için
bir ihbar üzerine Karadeniz’de bir alman şilebini durduruyor ve
askerlerin arasında Frolein Hilada’nın da olduğunu fark ediyor.
Askerleri gemiyle tekrar Almanya’ya gönderiyor fakat Frolein Hilda’yı
esir alıyor. Amacı daha önce Almanlar tarafından esir alınan bir
ingiliz ajanını kurtarmaktır. İngiliz ajanının karşılığında Hildayı
serbest bırakır. Bu arada Hilda Seyfi’ye delice aşık olmuştur.
Takas bittikten sonra bütün Alman ajanları yakalanır ve Almanya’ya geri
gönderilmek üzere bir tren tahsis edilir. Alman albayı işlerinin
bozulmasından dolayı Seyfi’ye büyük bir kin beslemektedir. Almanya’ya
gönderilmeden önce Hilda’dan Seyfi’yi öldürmesini ister. Hilda
gidecekleri akşam Seyfi’ye kendisini son bir kez görmek istediğini
söyler ve Seyfi de bu teklifi kabul eder. Hilda o gece Seyfi’yi
öldürmek için eve gider fakat aşkından dolayı onu öldürmeyi birtürlü
başaramaz ve Seyfi’den kendisini karılığa kabul etmesini ister. Çünkü
geri döndüğünde kendisinin öldürtüleceğinin düşünmektedir.
Seyfi de Hildanın güzelliğinden etkilenmiş ve ona aşık olmuştur. Hilda’nın teklifini kabul eder ve onunla evlenir..
Kitabın Anafikri
Aşkın vereceği ızdıraptaki bir mutluluk nevidir.
Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirmesi
Seyfi Bey: Milli İstikbarat Biriminin İstanbul’daki
bürosunun başında bulunan, vatanı uğruna canını seve seve feda edbilcek
bir karaktere sahip, kadınları bir mıknatıs gibi kendine çekmeyi
başarabilen bir Türk subayıdır.
Hilda : Seyfi Bey gibi oda vatanı için kendisini ölüme
atabilec bir karektere sahip, güzel, çekici aynı zamanda bir okadar
zeki bir Alman casusudur.
Albay Von Klınger : Askerlik hayatı boyunca birçok
başarıya imza atmış, inatcı bir karaktere sahip, zeki, Türkiye’deki
Alman casuslarının başkanı olan Alman komutanıdır.
Yazar Hakkında Bilgi
Esat Mahmut Karakurt
Esat Mahmut Karakurt, birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu
romanlarıyla, yaşadığı dönemin en çok okunan yazarlarından biriydi.
1902 İstanbul doğumlu yazarın, iyi bir eğitim aldığını görüyoruz. 1924
yılında Diş Hekimliği Okulunu, 1930 yılında ise Hukuk Fakültesini
bitiren yazar, gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği ve senatörlük
görevlerinde bulunduktan sonra, 1977 yılında bir beyin kanaması
sonucunda aramızdan ayrıldı.
Esat Mahmut Karakurt’un yazdığı yıllarda, romancılığımızın birkaç
koldan ilerlediği görülür. Bir yanda milli edebiyat akımı
temsilcilerinin, bir yanda toplumcu çizgideki yazarların ve son olarak
aşk/macera temalarını işleyen romancılarımızın ard arda eserler verdiği
bu dönemde, onun tercihi, cumhuriyet ideolojisine uygun aşk ve macera
öyküleri yazmak olmuştu. Tam anlamıyla ilk Türk casusluk romanı olan
“ANKARA EKSPRESİ” ni de o yazmıştır.
Eserleri
VAHŞİ BİR KIZ SEVDİM 1926
ÇÖLDE BİR İSTANBUL KIZI 1926
DAĞLARI BEKLEYEN KIZ 1936
ALLAHAISMARLADIK 1936
ÖLÜNCEYE KADAR 1937
SON GECE 1938
KADIN SEVERSE 1939
İLK VE SON 1940
KOCAMI ALDATACAĞIM 1940
SOKAKTAN GELEN KADIN 1945
ANKARA EKSPRESİ 1946
BİR KADIN KAYBOLDU 1948
ÖMRÜMÜN SON GECESİ 1950
ERİKLER ÇİÇEK AÇTI 1952
SON TREN 1954
KADIN İSTERSE 1960