Kennedy Tutanakları ve Türkiye Üzerine Gizli Pazarlıklar kitabının özeti:
Kitapta, John Fitzgerald Kennedy’nin ABD başkanı olmadan önceki
siyasi faaliyetleri, ABD’nin diğer ülkelerle ilişkisini ve
gerçekleştirmeye çalıştığı stratejileri Kennedy’nin eğitimi, onun nasıl
ABD başkanı olduğu anlatılmıştır.
Başkanlığının ilk krizi olan Küba krizini nasıl çözdüğünü Avrupa ile
nasıl bir ilişki içinde olduğunu Rusya’nın olaylara karşı takındığı
tavrı anlatılmıştır.
Dünyanın iki kutbu olup bu iki kutup arasındaki çekişmeler Kennedy’nin kimliği ile anlatılmaya çalışılmıştır.
16 Ekim Salı Saat 11:50 Kabine Toplantı Salonu
Küba üzerinde U2 uçuşu ile füze belirlenmesi sonucunda çıkan krizin
çözümü anlatılmıştır. Türkiye’de bulunan 15 adet Jüpiter füzesine
karşılık Rusya da Türkiye’deki füzelerin karşılığı olarak dengeleri
sağlamak için MRBM füzelerini Küba’ya yerleştirmiştir.
Bu gelişme karşısında ABD’nin takındığı tavır ve çözüm için neler
yaptıkları anlatılmıştır. Askeri bir krizde güvenlik için hangi yollar
takip edilmiş, kimlere ne görev düşmüş ve görev bölüşümü ne?
16 Ekim Salı Saat 18:00 Kabine Toplantısı Salonu
Küba krizindeki diğer gelişmeler ile bunun dünya siyaseti ve
jeopolitik açıdan sonuçları anlatılmıştır. Rusya’nın böyle bir olaydan
ne gibi çıkarları olacağı, denge kurmak için neler yaptığı
anlatılmıştır.
Küba krizi ile, ABD’nin dünya üzerindeki politik ve askeri etkisinin ne kadar olduğu ve bunları nasıl kullandığı anlatılmıştır.
18 Ekim Perşembe Saat 11:00 Kabine Toplantısı
Küba’ya yapılacak askeri bir müdahale sonucunda Türkiye’ye misilleme
yapılacağı üzerinde durulmuştur. ABD, müttefiklerine böyle bir
saldırının gerekliliği hususunda nasıl bir yol kullanacağını
anlatmıştır. Küba füzelerine karşı Türkiye’deki füzeleri kaldırmayı
teklif edeceklerini söylemiştir. Eğer Küba’ya askeri müdahale yapılırsa
aynı müdahaleyi Ruslar’ın Türkiye’ye yapabilecekleri ihtimalinin
üzerinde durulmuştur. Türkiye’deki Jüpiter füzelerinin yerine Polaris
füzelerini koymayı önermişlerdir.
Rusya’nın İran ve Türkiye’yi vurma ihtimalinin üzerinde durulmuştur.
Türkiye’nin ise 15 füzesi ve nükleer teçhizatlı uçakları vardır.
18 Ekim Perşembe Geceyarısına Doğru Oval Ofis
Kennedy’nin Japonya Ticaret ve Sanayi. Bakanı ile görüşmesi ve
onunla fikir alışverişi yapması anlatılmıştır. Rusya heyetiyle görüşüp
Küba krizinin ne gibi sonuçlar doğuracağı anlatılmıştır. Sonuçta
Küba’ya karşı nasıl bir hareket tarzı seçileceği kararlaştırılmaya
çalışılmıştır. Sonunda konsensüs pazar gecesi başlayacak abluka lehinde
sonuçlanmıştır.
19 Ekim Cuma Saat 21:45 Kabine Toplantı Salonu
Amerika’nın Küba’yı vurmasına karşılık olarak Ruslar da Berlin’i
işgal edeceklerdi. Bu durumda dengelerin iyi ayarlanması gerekmiştir.
İyi bir tercihte bulunmak için çok ince hesaplar yapılmıştır. Tehditle
yaşamanın veya tehdidi ortadan kaldırmanın hesabı yapılmıştır.
20 Ekim Cumartesi Saat 14:30 Oval Ofis
Küba’daki füzeler ile Türkiye ve İtalya’daki füzelerin durumu
karşılaştırılmıştır. Küba’daki füzelere karşı Türkiye ve
İtalya’dakilerden ne kadar vazgeçilebilinirdi, vazgeçmenin neler
getirip, neler götüreceği üzerinde durulmuştur.
Abluka altına almanın zorluklarından bahsedilmiştir. Buna karşılık
ablukanın sağladığı avantajlar sayılmıştır. ABD’nin Küba ablukasının
sonuçları şunlardır:
Ablukanın Dezavantajları:
*Küba’dan stratejik füzelerin kaldırılması için çok uzun zaman gerekmesi
*Birleşik devletlerde ciddi politik karışıklık çıkarması
*Birleşik devletlerin dünyadaki durumunun zayıflamakta olduğu görüntüsünü vermesi.
Ablukanın Avantajları :
*Müttefiklerimizle aramızda sıkıntı yaratmayacak olması
*Küba’ya sürpriz baskın yapılmaz, zaten bu geleneklerimize aykırı olurdu.
*Özgür dünyanın lideri olarak, duruma uygulanacak tek yol, askeri hareket yoludur.
*SSCB’nin genel bir savaşa yol açabilecek tırmandırıcı bir askeri hareketten uzak kalmasını sağlar.
22 Ekim Pazartesi Saat 11:30 Kabine Toplantı Salonu
Küba’nın vurulmasıyla ilgili olarak basının tepkisi ve savaş
durumunda basının devlet ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. Devletin
çıkarı ön planda olduğu zaman basının takındığı tavrı bir örnekle
anlatılmıştır. Küba’ya karadan veya havadan, nasıl bir saldırı
yapılacağı ve planlar üzerinde durulmuştur.
KRİZ DURUMUNDA YAPILACAKLARIN ÖZETİ
Büyükelçiliklere bilgi verilmiş
Londra, Paris ve Bonn’a brifing memurları gönderilmiş
Kennedy’nin Kruşçev’e yazdığı mektubu, Moskova büyükelçiliğine gönderilmiş
Çeşitli başkanlara mektup gönderilmiş
60 ABD büyükelçiliğine Başkanın demeci ve talimatı ile ilgili mektup gönderilmiş.
İttifak halinde olduğu 18 ülke bakanına mektup gönderilmiş
21 Latin Amerika Devlet Başkanına mektup gönderilmiş.
136 elçilik ve konsolosluk düşmanca gösterilere karşı uyarılmış.
Başkanın demeci 129 Büyükelçilik ve Konsolosluğa gönderilmiş.
95 yabancı büyükelçiye sözlü brifing verilmiş.
Güvenlik konseyine acele toplantı için mektup gönderilmiş.
Basına brifing verilmiş.
Türkiye’de bulunan füzeler ile ilgili olarak ise alarm durumu
verilmiş ve füzeler hazır durumda bekletilmiştir. Yani her an
ateşlemeye hazır hale getirilmiştir. Dikkat edilmesi gereken husus ise
Türkiye’de kimsenin hiçbir şeyden habersiz olmasıdır. Türkiye
topraklarında Türkiye’nin haberi olmadan savaş hazırlığı başlamıştır.
22 Ekim Pazartesi Saat 15:00 Kabine Toplantı Salonu
Hareket tarzı ile ilgili görüşler ortaya atılmıştır. Çeşitli
diplomatik girişimlerde bulunulmuş, ambargolar ve ekonomik önlemler
üzerinde durulmuştur.
22 Ekim Pazartesi Saat 17:00 Kabine Toplantı Salonu
Krizin basında bulduğu yankılar anlatılmıştır. Silah sayılarını
belirlemeye çalışılmış, çeşitli temaslarda bulunulmuş ve bekleme kararı
alınmıştır.
23 Ekim Salı Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Kennedy’nin açıklaması sonucu ABD halkındaki değişiklikler, etkiler
anlatılmıştır. Halkın nükleer tehlikeye karşı nasıl önlemler aldığını
anlatılmıştır.
23 Ekim Salı Saat 18:00 Kabine Odası ve Oval Ofis
Rusya Başkanı Krusçev’in Kennedy’ye gönderdiği mektup anlatılmıştır.
Bunun sonucunda yapılan planlar ile izlenecek stratejiler tekrar gözden
geçirilmiştir.
24 Ekim Çarşamba Saat 10:00 Kabine Odası
Milli Güvenlik Yürütme Konseyi saat 10:00’da toplanmıştır. Komite
toplanırken karantina hukuken yürürlüğe girmiştir. ABD bu yönde
uygulamaya koyduğu işlemlerde Rusya’nın haberdar olduğunu kabul
etmiştir.
Sovyetler ile ABD’nin denizdeki mücadelesi ve gelişmeler
anlatılmıştır. Denizde olan faaliyetler ile, ABD’nin ablukayı nasıl ve
ne şekilde uyguladığını ayrıntılarıyla aktarmıştır.
24 Ekim Çarşamba Saat 17:00 Kabine Odası ve Oval Ofis
ABD, Sovyet gemileri ile ilgili bilgileri değerlendirip diplomatik
yönden çözüme ulaşmaya çalışmıştır. Kennedy’e Moskova’dan gelen mesajın
içeriği de Amerika’nın gemileri denetlemesinden mütevellit şikayettir.
25 Ekim Perşembe Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Macmillan’dan gelen mesaj ile Küba sorununda Kennedy’nin
davranışının akıllıca olup olmadığı tartışılmıştır. İngiliz kamuoyunun
fikrini Macmillan mesajında hissettirmiştir.
25 Ekim Perşembe Saat 17:00 Kabine Toplantı Salonu
Denizdeki karantinanın sonucunda geri dönen Sovyet gemileri ve
Kennedy’nin birkaç gün daha gemilere vur emri vermemesi gerektiği
üzerinde durulmuştur.
26 Ekim Cuma Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Karantina bölgesine yaklaşılmadığı sürece çatışma olmayacağı
söylenmiştir. Karantinaya yaklaşan gemiler aranmış büyük bir
kararlılıkla bu uygulamaya devam edilmiştir. Bu arada birlikler Küba’ya
yakın yerlere kaydırılmış, hava taarruzu hazırlıkları sürdürülmüştür.
26 Ekim Cuma Öğleden Sonra ve Akşam Oval Ofis
İngiltere kriz durumunda Karantina işleminin yerine başka neler
yapılacağını sormuştur. Küba’da füzeler savaşa hazır hale
getirilmiştir. Küba’nın elindeki MİC uçaklarına karşı savunma sistemi
geliştirildiği için korku azalmıştır.
Kruşçev’in el yazısı ile Kennedy’e mektubu anlatılmıştır. Mektupta
“Küba’dan füzeleri geri çekeriz, ancak işgal edilmeme garantisi olursa”
izlenimi uyandırılmıştır.
27 Ekim Cumartesi Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Küba’daki füzelerin hazır duruma geldiği bildirilmiş, gemilerle
ilgili gelişmeler anlatılmıştır. Gemilerin rota değiştirdiği ancak
bununla ilgili bir bilgi gelmediği belirtilmiştir.
Bu sırada Raymond Hare Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapmıştır.
Dışişleri Bakanı birkaç gün önce kendisine telgraf çekip Türklerin,
Jüpiter füzelerinin Türkiye’den geri çekilmesini içeren anlaşmaya ne
tepki göstereceğini sormuştur. Hare’den Türklere danışmadan kendi
fikrini söylemesi istenmiştir. Hare Türklerin buna itiraz
edeceklerinden emindi. “Sorun kısmen psiko-politiktir. Türkler mağrur,
cesur insanlardır ve uzlaşma kavramı ve sürecini anlamazlar.
İhtiyaçlarını karşılamak, gerekli olduğuna inandıkları silahlara büyük
önem vermişlerdir. Eğer ısrar edersek boşluğu dolduracak silah
istekleri çok spesifik ve büyük olacaktır.” diye belirtmiştir.
Türk Dışişleri Bakanı, Türkiye ile Küba’nın karşılaştırılması
durumundan şok olduğunu açıklamıştır. Türklerin krize ilk tepkileri
destekleyici olmuş, sadece F 104 savaş uçakları ile F 100 uçak
parçalarının daha hızlı teslim edilmesini istemiştir.
27 Ekim Cumartesi Saat 16:00 Kabine Toplantı Salonu
Türkiye’nin kıyılarında Polaris balistik füzeli denizaltının ateşe
hazır duruma getirilmiş, Jüpitere karşı yapılacak olası bir saldırıya
bu yolla cevap verilmesi planlanmıştır. Türkiye NATO’da olduğu için,
böyle bir işte tek başına hareket etmeyeceğinden, bunu tüm NATO
ülkelerine bildirmesinden korkulmuştur. Türkiye ile NATO aynı şekilde
düşünülüyor. Türklerle direk temasa geçmek istemiyorlar, NATO ile
temasa geçmek istiyorlar.
Küba’ya karşılık Türkiye yerine, İttifaklara karşı bir tehlike
varmış gibi göstermeye çalışıyorlardı. Türkiye’deki füzeler üzerine
yine stratejiler belirliyorlardı.
27 Ekim Cumartesi Saat 21:00 Oval Ofis ve Kabine Toplantı Salonu
Toplantıda Küba’dan Sovyet füzeleri kalkacak aksi taktirde ABD
ülkeyi işgal edecekti. Küba’daki füzelerin kalkmamasını Amerika
kabullenmemiştir.
29 Ekim Pazartesi Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu ve Oval Ofis
Karantina hattına doğru giden Grozny 28 Ekim sabahı birden
durmuştur. Washington’da saat 9:00’da haber ajansları Kruşçev’in
Washington’a yeni mesaj göndermekte olduğunu bildirdiler.
Özetle Sovyet hükümeti Küba’daki füzelerini söküp kaldıracağını bildiriyordu. Kriz bitmişti.
Kriz bitse de yine temkinli davranılmış, 1962’nin Aralık ayında
Paris’te yapılan toplantıda Türkiye’deki Jüpiter füzelerinin
kaldırılmasını kabul etmişlerdir. Füzeler 1963 Nisan sonunda sökülmüş.
Polaris füzesi taşıyan bir denizaltı Akdeniz’de göreve başlamıştır.
Hikayenin Sovyet Yanı :
Ruslar Küba’ya füzeleri neden koydukları konusunda hala kararsızdı.
Berlin’de “siz Amerikalıların nükleer bir savaşa gireceğine neden
inanalım” diye konuşmalar esnasında mesajlar verilmiştir Buna karşılık
Amerikalılar ise “Biz Amerikalıların aptal olduğumuz olasılığını
akıldan çıkarmamalısınız” diye cevap mesajı verilmişti.
Başkan Kennedy 1963’te öldürülmüş, Kruşçev ise küçültücü yenilgiden sorumlu tutulmuştur.
Bant Kayıtları İle İlgili Düşünceler :
Bu kitap çağdaş bir devletin önemli kararları nasıl aldığını gösteren komple verilerdir.
Kennedy Türkiye’deki işe yaramaz füzeler için savaşa girmemeye
kararlı bir tek kişi olarak kabinede görülmektedir. Ancak sonuçta
durumu anlamış ve Türkleri satmış gibi görünmenin sonuçlarından
kurtulma yolunu anlamıştır.
Berlin’i vermektense işe yaramaz Türkiye’deki Jüpiterleri vermeyi
tercih ettiler, sonuçta savaş çıkmadı. Ancak Berlin de gitmedi.
SONUÇ OLARAK :
Soğuk savaş döneminde Türkiye’nin misyonu konumu ve diğer devletler
ile ilişkisinin ne derece önemi olduğunu görmekteyiz. Türkiye’nin hangi
konumda ne gibi oyunlara alet edildiğini ve bunlardan ne sonuçlar
çıkaracağımız hakkındaki bilgileri görmekteyiz. Sonuç itibariyle ABD
Berlin’i Rusya’ya vermek istememekte buna karşılık tehdit olan
Küba’daki füzeleri de istememekte ve gündemde olmayan, herhangi bir
süreçte adı geçmeyen Türkiye’deki füzeler pazarlık konusu yapılıp
Türkiye çok kolay satılabilmektedir.
Bir devletin yönetiminde bir sorun karşısında nasıl davranılması
gerektiği ve kimlere ne görevler düştüğü çok ince ayrıntılarıyla
anlatılmaya çalışılmıştır.
Rusya’nın bir kumara başlayıp bunun sonunda nasıl oyunu kaybettiği
ve soğuk savaşın hangi boyutlara ulaşabileceği, dünya için ne gibi
tehditler oluşabileceği kitapta açıkça belirtilmiştir.
Dünyanın iki kutuplu olduğu, bu kutuplar arasında Türkiye’nin hangi
kutuptan nasıl etkilendiği, hangisinin çekimine kapıldığı ve bu düzende
neleri üstlendiği, nelere alet edildiği, hiç fikri sorulmadan icra
edilmiştir.
Bir devleti yönetirken onu dünya ile bir bütün düşünüp, küçük bir
problem bile olsa detaylara inip dünya muvazenesinde değerlendirilmesi
gerektiği sonucu çıkarılmıştır.
Kitapta, John Fitzgerald Kennedy’nin ABD başkanı olmadan önceki
siyasi faaliyetleri, ABD’nin diğer ülkelerle ilişkisini ve
gerçekleştirmeye çalıştığı stratejileri Kennedy’nin eğitimi, onun nasıl
ABD başkanı olduğu anlatılmıştır.
Başkanlığının ilk krizi olan Küba krizini nasıl çözdüğünü Avrupa ile
nasıl bir ilişki içinde olduğunu Rusya’nın olaylara karşı takındığı
tavrı anlatılmıştır.
Dünyanın iki kutbu olup bu iki kutup arasındaki çekişmeler Kennedy’nin kimliği ile anlatılmaya çalışılmıştır.
16 Ekim Salı Saat 11:50 Kabine Toplantı Salonu
Küba üzerinde U2 uçuşu ile füze belirlenmesi sonucunda çıkan krizin
çözümü anlatılmıştır. Türkiye’de bulunan 15 adet Jüpiter füzesine
karşılık Rusya da Türkiye’deki füzelerin karşılığı olarak dengeleri
sağlamak için MRBM füzelerini Küba’ya yerleştirmiştir.
Bu gelişme karşısında ABD’nin takındığı tavır ve çözüm için neler
yaptıkları anlatılmıştır. Askeri bir krizde güvenlik için hangi yollar
takip edilmiş, kimlere ne görev düşmüş ve görev bölüşümü ne?
16 Ekim Salı Saat 18:00 Kabine Toplantısı Salonu
Küba krizindeki diğer gelişmeler ile bunun dünya siyaseti ve
jeopolitik açıdan sonuçları anlatılmıştır. Rusya’nın böyle bir olaydan
ne gibi çıkarları olacağı, denge kurmak için neler yaptığı
anlatılmıştır.
Küba krizi ile, ABD’nin dünya üzerindeki politik ve askeri etkisinin ne kadar olduğu ve bunları nasıl kullandığı anlatılmıştır.
18 Ekim Perşembe Saat 11:00 Kabine Toplantısı
Küba’ya yapılacak askeri bir müdahale sonucunda Türkiye’ye misilleme
yapılacağı üzerinde durulmuştur. ABD, müttefiklerine böyle bir
saldırının gerekliliği hususunda nasıl bir yol kullanacağını
anlatmıştır. Küba füzelerine karşı Türkiye’deki füzeleri kaldırmayı
teklif edeceklerini söylemiştir. Eğer Küba’ya askeri müdahale yapılırsa
aynı müdahaleyi Ruslar’ın Türkiye’ye yapabilecekleri ihtimalinin
üzerinde durulmuştur. Türkiye’deki Jüpiter füzelerinin yerine Polaris
füzelerini koymayı önermişlerdir.
Rusya’nın İran ve Türkiye’yi vurma ihtimalinin üzerinde durulmuştur.
Türkiye’nin ise 15 füzesi ve nükleer teçhizatlı uçakları vardır.
18 Ekim Perşembe Geceyarısına Doğru Oval Ofis
Kennedy’nin Japonya Ticaret ve Sanayi. Bakanı ile görüşmesi ve
onunla fikir alışverişi yapması anlatılmıştır. Rusya heyetiyle görüşüp
Küba krizinin ne gibi sonuçlar doğuracağı anlatılmıştır. Sonuçta
Küba’ya karşı nasıl bir hareket tarzı seçileceği kararlaştırılmaya
çalışılmıştır. Sonunda konsensüs pazar gecesi başlayacak abluka lehinde
sonuçlanmıştır.
19 Ekim Cuma Saat 21:45 Kabine Toplantı Salonu
Amerika’nın Küba’yı vurmasına karşılık olarak Ruslar da Berlin’i
işgal edeceklerdi. Bu durumda dengelerin iyi ayarlanması gerekmiştir.
İyi bir tercihte bulunmak için çok ince hesaplar yapılmıştır. Tehditle
yaşamanın veya tehdidi ortadan kaldırmanın hesabı yapılmıştır.
20 Ekim Cumartesi Saat 14:30 Oval Ofis
Küba’daki füzeler ile Türkiye ve İtalya’daki füzelerin durumu
karşılaştırılmıştır. Küba’daki füzelere karşı Türkiye ve
İtalya’dakilerden ne kadar vazgeçilebilinirdi, vazgeçmenin neler
getirip, neler götüreceği üzerinde durulmuştur.
Abluka altına almanın zorluklarından bahsedilmiştir. Buna karşılık
ablukanın sağladığı avantajlar sayılmıştır. ABD’nin Küba ablukasının
sonuçları şunlardır:
Ablukanın Dezavantajları:
*Küba’dan stratejik füzelerin kaldırılması için çok uzun zaman gerekmesi
*Birleşik devletlerde ciddi politik karışıklık çıkarması
*Birleşik devletlerin dünyadaki durumunun zayıflamakta olduğu görüntüsünü vermesi.
Ablukanın Avantajları :
*Müttefiklerimizle aramızda sıkıntı yaratmayacak olması
*Küba’ya sürpriz baskın yapılmaz, zaten bu geleneklerimize aykırı olurdu.
*Özgür dünyanın lideri olarak, duruma uygulanacak tek yol, askeri hareket yoludur.
*SSCB’nin genel bir savaşa yol açabilecek tırmandırıcı bir askeri hareketten uzak kalmasını sağlar.
22 Ekim Pazartesi Saat 11:30 Kabine Toplantı Salonu
Küba’nın vurulmasıyla ilgili olarak basının tepkisi ve savaş
durumunda basının devlet ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. Devletin
çıkarı ön planda olduğu zaman basının takındığı tavrı bir örnekle
anlatılmıştır. Küba’ya karadan veya havadan, nasıl bir saldırı
yapılacağı ve planlar üzerinde durulmuştur.
KRİZ DURUMUNDA YAPILACAKLARIN ÖZETİ
Büyükelçiliklere bilgi verilmiş
Londra, Paris ve Bonn’a brifing memurları gönderilmiş
Kennedy’nin Kruşçev’e yazdığı mektubu, Moskova büyükelçiliğine gönderilmiş
Çeşitli başkanlara mektup gönderilmiş
60 ABD büyükelçiliğine Başkanın demeci ve talimatı ile ilgili mektup gönderilmiş.
İttifak halinde olduğu 18 ülke bakanına mektup gönderilmiş
21 Latin Amerika Devlet Başkanına mektup gönderilmiş.
136 elçilik ve konsolosluk düşmanca gösterilere karşı uyarılmış.
Başkanın demeci 129 Büyükelçilik ve Konsolosluğa gönderilmiş.
95 yabancı büyükelçiye sözlü brifing verilmiş.
Güvenlik konseyine acele toplantı için mektup gönderilmiş.
Basına brifing verilmiş.
Türkiye’de bulunan füzeler ile ilgili olarak ise alarm durumu
verilmiş ve füzeler hazır durumda bekletilmiştir. Yani her an
ateşlemeye hazır hale getirilmiştir. Dikkat edilmesi gereken husus ise
Türkiye’de kimsenin hiçbir şeyden habersiz olmasıdır. Türkiye
topraklarında Türkiye’nin haberi olmadan savaş hazırlığı başlamıştır.
22 Ekim Pazartesi Saat 15:00 Kabine Toplantı Salonu
Hareket tarzı ile ilgili görüşler ortaya atılmıştır. Çeşitli
diplomatik girişimlerde bulunulmuş, ambargolar ve ekonomik önlemler
üzerinde durulmuştur.
22 Ekim Pazartesi Saat 17:00 Kabine Toplantı Salonu
Krizin basında bulduğu yankılar anlatılmıştır. Silah sayılarını
belirlemeye çalışılmış, çeşitli temaslarda bulunulmuş ve bekleme kararı
alınmıştır.
23 Ekim Salı Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Kennedy’nin açıklaması sonucu ABD halkındaki değişiklikler, etkiler
anlatılmıştır. Halkın nükleer tehlikeye karşı nasıl önlemler aldığını
anlatılmıştır.
23 Ekim Salı Saat 18:00 Kabine Odası ve Oval Ofis
Rusya Başkanı Krusçev’in Kennedy’ye gönderdiği mektup anlatılmıştır.
Bunun sonucunda yapılan planlar ile izlenecek stratejiler tekrar gözden
geçirilmiştir.
24 Ekim Çarşamba Saat 10:00 Kabine Odası
Milli Güvenlik Yürütme Konseyi saat 10:00’da toplanmıştır. Komite
toplanırken karantina hukuken yürürlüğe girmiştir. ABD bu yönde
uygulamaya koyduğu işlemlerde Rusya’nın haberdar olduğunu kabul
etmiştir.
Sovyetler ile ABD’nin denizdeki mücadelesi ve gelişmeler
anlatılmıştır. Denizde olan faaliyetler ile, ABD’nin ablukayı nasıl ve
ne şekilde uyguladığını ayrıntılarıyla aktarmıştır.
24 Ekim Çarşamba Saat 17:00 Kabine Odası ve Oval Ofis
ABD, Sovyet gemileri ile ilgili bilgileri değerlendirip diplomatik
yönden çözüme ulaşmaya çalışmıştır. Kennedy’e Moskova’dan gelen mesajın
içeriği de Amerika’nın gemileri denetlemesinden mütevellit şikayettir.
25 Ekim Perşembe Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Macmillan’dan gelen mesaj ile Küba sorununda Kennedy’nin
davranışının akıllıca olup olmadığı tartışılmıştır. İngiliz kamuoyunun
fikrini Macmillan mesajında hissettirmiştir.
25 Ekim Perşembe Saat 17:00 Kabine Toplantı Salonu
Denizdeki karantinanın sonucunda geri dönen Sovyet gemileri ve
Kennedy’nin birkaç gün daha gemilere vur emri vermemesi gerektiği
üzerinde durulmuştur.
26 Ekim Cuma Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Karantina bölgesine yaklaşılmadığı sürece çatışma olmayacağı
söylenmiştir. Karantinaya yaklaşan gemiler aranmış büyük bir
kararlılıkla bu uygulamaya devam edilmiştir. Bu arada birlikler Küba’ya
yakın yerlere kaydırılmış, hava taarruzu hazırlıkları sürdürülmüştür.
26 Ekim Cuma Öğleden Sonra ve Akşam Oval Ofis
İngiltere kriz durumunda Karantina işleminin yerine başka neler
yapılacağını sormuştur. Küba’da füzeler savaşa hazır hale
getirilmiştir. Küba’nın elindeki MİC uçaklarına karşı savunma sistemi
geliştirildiği için korku azalmıştır.
Kruşçev’in el yazısı ile Kennedy’e mektubu anlatılmıştır. Mektupta
“Küba’dan füzeleri geri çekeriz, ancak işgal edilmeme garantisi olursa”
izlenimi uyandırılmıştır.
27 Ekim Cumartesi Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu
Küba’daki füzelerin hazır duruma geldiği bildirilmiş, gemilerle
ilgili gelişmeler anlatılmıştır. Gemilerin rota değiştirdiği ancak
bununla ilgili bir bilgi gelmediği belirtilmiştir.
Bu sırada Raymond Hare Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapmıştır.
Dışişleri Bakanı birkaç gün önce kendisine telgraf çekip Türklerin,
Jüpiter füzelerinin Türkiye’den geri çekilmesini içeren anlaşmaya ne
tepki göstereceğini sormuştur. Hare’den Türklere danışmadan kendi
fikrini söylemesi istenmiştir. Hare Türklerin buna itiraz
edeceklerinden emindi. “Sorun kısmen psiko-politiktir. Türkler mağrur,
cesur insanlardır ve uzlaşma kavramı ve sürecini anlamazlar.
İhtiyaçlarını karşılamak, gerekli olduğuna inandıkları silahlara büyük
önem vermişlerdir. Eğer ısrar edersek boşluğu dolduracak silah
istekleri çok spesifik ve büyük olacaktır.” diye belirtmiştir.
Türk Dışişleri Bakanı, Türkiye ile Küba’nın karşılaştırılması
durumundan şok olduğunu açıklamıştır. Türklerin krize ilk tepkileri
destekleyici olmuş, sadece F 104 savaş uçakları ile F 100 uçak
parçalarının daha hızlı teslim edilmesini istemiştir.
27 Ekim Cumartesi Saat 16:00 Kabine Toplantı Salonu
Türkiye’nin kıyılarında Polaris balistik füzeli denizaltının ateşe
hazır duruma getirilmiş, Jüpitere karşı yapılacak olası bir saldırıya
bu yolla cevap verilmesi planlanmıştır. Türkiye NATO’da olduğu için,
böyle bir işte tek başına hareket etmeyeceğinden, bunu tüm NATO
ülkelerine bildirmesinden korkulmuştur. Türkiye ile NATO aynı şekilde
düşünülüyor. Türklerle direk temasa geçmek istemiyorlar, NATO ile
temasa geçmek istiyorlar.
Küba’ya karşılık Türkiye yerine, İttifaklara karşı bir tehlike
varmış gibi göstermeye çalışıyorlardı. Türkiye’deki füzeler üzerine
yine stratejiler belirliyorlardı.
27 Ekim Cumartesi Saat 21:00 Oval Ofis ve Kabine Toplantı Salonu
Toplantıda Küba’dan Sovyet füzeleri kalkacak aksi taktirde ABD
ülkeyi işgal edecekti. Küba’daki füzelerin kalkmamasını Amerika
kabullenmemiştir.
29 Ekim Pazartesi Saat 10:00 Kabine Toplantı Salonu ve Oval Ofis
Karantina hattına doğru giden Grozny 28 Ekim sabahı birden
durmuştur. Washington’da saat 9:00’da haber ajansları Kruşçev’in
Washington’a yeni mesaj göndermekte olduğunu bildirdiler.
Özetle Sovyet hükümeti Küba’daki füzelerini söküp kaldıracağını bildiriyordu. Kriz bitmişti.
Kriz bitse de yine temkinli davranılmış, 1962’nin Aralık ayında
Paris’te yapılan toplantıda Türkiye’deki Jüpiter füzelerinin
kaldırılmasını kabul etmişlerdir. Füzeler 1963 Nisan sonunda sökülmüş.
Polaris füzesi taşıyan bir denizaltı Akdeniz’de göreve başlamıştır.
Hikayenin Sovyet Yanı :
Ruslar Küba’ya füzeleri neden koydukları konusunda hala kararsızdı.
Berlin’de “siz Amerikalıların nükleer bir savaşa gireceğine neden
inanalım” diye konuşmalar esnasında mesajlar verilmiştir Buna karşılık
Amerikalılar ise “Biz Amerikalıların aptal olduğumuz olasılığını
akıldan çıkarmamalısınız” diye cevap mesajı verilmişti.
Başkan Kennedy 1963’te öldürülmüş, Kruşçev ise küçültücü yenilgiden sorumlu tutulmuştur.
Bant Kayıtları İle İlgili Düşünceler :
Bu kitap çağdaş bir devletin önemli kararları nasıl aldığını gösteren komple verilerdir.
Kennedy Türkiye’deki işe yaramaz füzeler için savaşa girmemeye
kararlı bir tek kişi olarak kabinede görülmektedir. Ancak sonuçta
durumu anlamış ve Türkleri satmış gibi görünmenin sonuçlarından
kurtulma yolunu anlamıştır.
Berlin’i vermektense işe yaramaz Türkiye’deki Jüpiterleri vermeyi
tercih ettiler, sonuçta savaş çıkmadı. Ancak Berlin de gitmedi.
SONUÇ OLARAK :
Soğuk savaş döneminde Türkiye’nin misyonu konumu ve diğer devletler
ile ilişkisinin ne derece önemi olduğunu görmekteyiz. Türkiye’nin hangi
konumda ne gibi oyunlara alet edildiğini ve bunlardan ne sonuçlar
çıkaracağımız hakkındaki bilgileri görmekteyiz. Sonuç itibariyle ABD
Berlin’i Rusya’ya vermek istememekte buna karşılık tehdit olan
Küba’daki füzeleri de istememekte ve gündemde olmayan, herhangi bir
süreçte adı geçmeyen Türkiye’deki füzeler pazarlık konusu yapılıp
Türkiye çok kolay satılabilmektedir.
Bir devletin yönetiminde bir sorun karşısında nasıl davranılması
gerektiği ve kimlere ne görevler düştüğü çok ince ayrıntılarıyla
anlatılmaya çalışılmıştır.
Rusya’nın bir kumara başlayıp bunun sonunda nasıl oyunu kaybettiği
ve soğuk savaşın hangi boyutlara ulaşabileceği, dünya için ne gibi
tehditler oluşabileceği kitapta açıkça belirtilmiştir.
Dünyanın iki kutuplu olduğu, bu kutuplar arasında Türkiye’nin hangi
kutuptan nasıl etkilendiği, hangisinin çekimine kapıldığı ve bu düzende
neleri üstlendiği, nelere alet edildiği, hiç fikri sorulmadan icra
edilmiştir.
Bir devleti yönetirken onu dünya ile bir bütün düşünüp, küçük bir
problem bile olsa detaylara inip dünya muvazenesinde değerlendirilmesi
gerektiği sonucu çıkarılmıştır.