Merkez
Bankası'ndan beklenen karar geldi. Başkan Durmuş Yılmaz faiz indirimine
ara verdiklerini duyurdu. Durmuş bu kararın nedenini ülkemiz
ekonomisinin uluslararası şoklar karşısında dayanıklı hale gelmesi
olarak açıkladı. Yani "biz ne krizler gördük, bu kriz bize vız gelir"
demek istedi!
Haberin Tamamı>>>
Faiz politikasında değişiklik
24 Nisan 2008 Perşembe 14:45
Global kriz ve piyasalardaki belirsiz ortam Merkez Bankası'nın faiz politikasında değişikliğe neden oldu.
Merkez
Bankası Mart ayı itibariyle faiz indirimine ara verdi. Global kriz ve
piyasalardaki belirsizlik ortamı Merkez Bankası'nı politika
değiştirmeye yöneltti. Başkan Durmuş Yılmaz faiz indirimine ara
verdiklerini duyurdu.
EKONOMİ ŞOKLARA DAHA DAYANIKLIMerkez
Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, uluslararası finansal krizin Türkiye
ekonomisindeki etkilerinin, 2006 yılının Mayıs, Haziran aylarına göre
daha sınırlı kaldığını belirterek, ''Bu da ülkemiz ekonomisinin,
uluslararası şoklar karşısında göreli olarak daha esnek ve daha
dayanıklı bir hale geldiğini göstermektedir'' dedi. Yılmaz,
bununla birlikte kırılganlıkların geçmiş dönemlere göre azalmış
olmasının, (risklerin mevcut olmadığı) şeklinde algılanmaması
gerektiğini vurguladı.
DEMOGRAFİK DEĞİŞİM SÜRECİ
Türkiye'nin
yaşadığı demografik değişim sürecinin, toplam nüfus içinde çalışan
nüfusun payının artmasına, bu da işsizlik oranının belli bir düzeyde
katılık göstermesine yol açtığını ifade eden Yılmaz, önümüzdeki dönemde
kadınların iş gücüne katılım oranının artacağı ve emeğin, sektörler
arasındaki yeniden dağılımının devam edeceği göz önünde tutulduğunda,
tarım dışı iş gücü arzındaki artışın sürmesinin beklendiğini bildirdi.
Yılmaz şöyle devam etti:
''Artan
iş gücü arzına yeni istidam olanaklarının yaratılmasının, büyük ölçüde
iş gücü piyasalarında esnekliği artırıcı ve maliyetleri düşürücü
reformların yapılmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır.
Bu aynı
zamanda, kayıtlı istihdamı artırarak sosyal güvenlik sistemimizdeki
sorunların giderilmesine önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
Reel
birim ücretlerin enflasyondaki düşüş sürecine katkıda bulunmaya devam
edebilmesi için orta vadede verimliliği destekleyecek ve yatırım
ortamını iyileştirecek düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem
taşımaktadır.''
YAPISAL ÖNLEMLER Yılmaz,
kamu kesiminde maliye politikasının etkinliğinin artırılmasına ve
kurumsal yapının güçlendirilmesine yönelik önemli reformlar yapılmasına
karşın, özellikle sosyal güvenlik sistemindeki yapısal sorunlardan
kaynaklanan harcamaların kontrol altına alınmasını sağlayacak
önlemlerin etkin olarak hayata geçirilememesi sonucunda, 2007 yılında
maliye politikasının fiyat istikrarını sağlamaya yönelik katkısının
''sınırlı düzeyde'' gerçekleştiğini söyledi.
Nitekim, 2007'nin
seçim yılı olması dolayısıyla bazı kalemlere ait harcamaların öngörülen
düzeyden fazla artması ve 2007 yılının Kasım ayında tütün ve petrol
ürünlerine yapılan dolaylı vergi artışlarının, enflasyon oranını
artırıcı yönde etkide bulunduğunu belirten Yılmaz, şöyle dedi:
''Bu
değerlendirmeden de görüleceği üzere, kamu kesimine ilişkin reformların
tamamlanması, bir yandan kamu maliyesini daha sağlam temellere
oturtmak, diğer yandan da fiyat istikrarının kalıcılığını sağlamak
açısından hayati önemini korumaktadır.''
CARİ AÇIK Yılmaz,
cari açığın yükselmesine karşın, açığın finansman yapısında özellikle
2006-2007 döneminde kayda değer bir iyileşme olduğunun gözlendiğini
belirterek, doğrudan yatırımlar ve uzun vadeli kredi kullanımlarının,
cari işlemler açığının tamamını karşılayabilir bir düzeye geldiğini
vurguladı.
Portföy yatırımlarının ve kısa vadeli kredilerin
ise finansman kaynakları içindeki ağırlığının önemli ölçüde azaldığını
kaydeden Yılmaz, finansman tarafında gözlenen bu olumlu gelişmelerin,
cari açığın sürdürülebilirliği konusundaki endişeleri azalttığını
söyledi
Yılmaz, ''Ancak unutulmamalıdır ki, cari işlemler
dengesinin daha sağlıklı bir yapıya kavuşması ve sürdürülebilir
büyümenin devamlılığının sağlanması, orta ve uzun vadede verimlilik ve
rekabet artışına dayanan ihracat performansına bağlıdır'' dedi
BANKACILIK SEKTÖRÜ Son
dönemde küresel piyasalarda ortaya çıkan çalkantıların, aynı zamanda
bankaların likidite riski yönetiminin önemini de bir kez daha ortaya
koyduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
''Bu kapsamda
bankaların etkin likidite yönetimini özenle sürdürmeleri büyük önem
taşımaktadır. Buna ilaveten, reel sektörün yabancı para cinsinden açık
pozisyonunun bankacılık sektörü için dolaylı kredi riski oluşturduğu da
unutulmamalıdır.
Firmaların tek yönlü kur varsayımında
bulunmamaları, çeşitli finansal araçların yardımı ile kur riskine karşı
koruma sağlamaları kritik önem taşımaktadır.''
ENFLASYON BEKLEYİŞLERİ Mart
ayı itibarıyla yıllık enflasyon oranının yüzde 9,15 düzeyinde olduğunu
ifade eden Yılmaz, gıda ve enerji fiyatlarının enflasyon üzerinde baskı
oluşturmaya devam ettiğini söyledi.
Yılmaz ayrıca, 2007 yılı
Ağustos ayından itibaren yoğunlaşan küresel finans piyasalarındaki
dalgalanmaların devam etmesi ve YTL'nin değer kaybetmesinin de
enflasyon ve bekleyişler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını kaydetti.
Bu gelişmelerin gecikmeli etkilerinin kısa vadede temel
enflasyon göstergelerini olumsuz etkilemeye devam etmesinin kaçınılmaz
olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi:
FAİZ İNDİRİMİNE ARA VERİLDİ
''Öte
yandan, finansal piyasalardaki oynaklığın ve kredi koşullarındaki
sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde, kredi genişlemesini ve iç talebi
sınırlamaya devam edeceği tahmin edilmektedir.
Ancak, ekonomik
birimlerin bekleyişlerini oluştururken geçmiş enflasyona ağırlık
vermeye başlaması, arz şoklarının ve küresel ekonomideki
belirsizliklerin devam etmesi, enflasyon görünümüne ilişkin riskler
oluşturmaktadır. Bu nedenle Merkez Bankası Mart ayı itibarıyla politika
faizlerindeki indirim sürecine ara vermiştir.''