Paylaş Bizimle

Hoşgeldiniz..


Lütfen Forumdan Daha Fazla Yararlana Bilmek İçin Arrow Kayıt Olunuz


Eğer Üye İseniz Giriş Yapınız Gösterdiğiniz İlgi İçin Teşekkür Ederiz..


Paylaş Bizimle..!!

Join the forum, it's quick and easy

Paylaş Bizimle

Hoşgeldiniz..


Lütfen Forumdan Daha Fazla Yararlana Bilmek İçin Arrow Kayıt Olunuz


Eğer Üye İseniz Giriş Yapınız Gösterdiğiniz İlgi İçin Teşekkür Ederiz..


Paylaş Bizimle..!!

Paylaş Bizimle

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Paylaş Bizimle

####..::HOŞ GELDİNİZ::..####


    Yüzbaşının kızı kitap özeti

    VodkaVishine
    VodkaVishine
    ѕιтє кυяυ¢υѕu
    ѕιтє кυяυ¢υѕu


    Aktiflik :
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue450 / 999450 / 999Yüzbaşının kızı kitap özeti Right_bar_bleue

    Erkek
    Mesaj Sayısı : 231
    Yaş : 30
    Nereden : 'im acaba
    Lakap : Ölü
    : : Yüzbaşının kızı kitap özeti Administrator
    PUAN :
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue75 / 10075 / 100Yüzbaşının kızı kitap özeti Right_bar_bleue

    MSJ PUAN :
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yüzbaşının kızı kitap özeti Right_bar_bleue

    Seviye :
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue15 / 10015 / 100Yüzbaşının kızı kitap özeti Right_bar_bleue

    Bağlılık :
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Yüzbaşının kızı kitap özeti Right_bar_bleue

    Takımım : Yüzbaşının kızı kitap özeti Fbs
    REP GÜCÜ : 133
    Rep Puanı : 2
    Kayıt tarihi : 21/04/08

    Cüzdan
    Para Para:
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue900/3000Yüzbaşının kızı kitap özeti Empty_bar_bleue  (900/3000)
    Altın Altın:
    Yüzbaşının kızı kitap özeti Left_bar_bleue800/3000Yüzbaşının kızı kitap özeti Empty_bar_bleue  (800/3000)

    paylas bizimle Yüzbaşının kızı kitap özeti

    Mesaj tarafından VodkaVishine Cuma Eyl. 18, 2009 12:28 pm

    Eserde anlatılan olaylar Rusya’da,
    1700′lü yıllarda Çariçe döneminde geçmektedir. Rus ordusundan kıdemli
    binbaşı rütbesinde emekli olan Andrey Petroviç Grinyov, Avdotya
    Vasilyevna ile evlidir. Simbirsk’in köyünde oturan varlıklı bir
    ailedir. Doğan çocuklarının sekizi, daha bebekken ölürler. Doğacak
    dokuzuncu çocuklarını, daha kız veya erkek olacağı belli olmadan, aile
    dostlarından bir binbaşının yardımıyla Semenovski Alayına çavuş olarak
    yazdırırlar. Çocuk eğer kız doğacak olursa, çavuşun öldüğü bildirilecek
    ve iş de böylece kapatılacaktır.
    Çocuklarının erkek olması Grinyov ailesini sevindirir. Adını Pyotr
    Andreyiç koyarlar. Savelyiç adlı yaşlı hizmetkâr lala olarak
    görevlendirilir. İleriki yaşına doğru eğitimi için Monsieur Beaupre
    adında bir Fransız öğretmen tutulur. Pyotr Andreyiç, bir süre
    öğretmeninden Fransızca, Almanca ve diğer bilimlerle ilgili dersler
    alır; kılıç kullanmayı öğrenir.
    On yedi yaşına gelince, babası, onun iyi bir subay olarak yetişmesi
    için, doğmadan önce çavuş olarak yazdırdığı muhafız birliğine değil,
    daha uzakta ve zaman zaman çatışmalara giren Orenburg’taki bir eski
    dostunun birliğine gönderir. Oğluna, dostuna verilmek üzere bir mektup
    verir ve hizmetinde bulunması, koruması için lalası Savelyiç’i de
    yanına katar.
    Pyotr Andreyiç ile Savelyiç önce Simbirsk’e varırlar. Burada,
    gerekli malzemeleri almak için bir gün konaklarlar. Savelyiç malzeme
    alımıyla uğraşırken handa yalnız kalan Pyotr Andreyiç, İvan İvanoviç
    Zurin adında bir subayla tanışır. Bu subay içkiye ve kumara düşkündür.
    Pyotr Andreyiç, ondan bilardo oynamasını öğrenir. Zurin’le parasına
    bilardo oynar ve yüz ruble kaybeder. Kasadarı Savelyiç’e bu parayı
    ödettirir. Ertesi günü bir at arabasıyla yola düşerler.
    Yolda hava bozmaya başlar. Arabacı, hana geri dönmeyi teklif etse de
    kabul ettiremez. Bir süre sonra tipi bastırır, her taraf karla
    kaplanır. Ne yol, ne iz bellidir. Hiç değilse sığınacak bir ev ya da
    bir yol izi görme umuduyla dört bir yana bakınırken bir karartı göze
    çarpar. Arabacıya gördüğü karartıya doğru gitmesini emreder. Karartı da
    kendilerine doğru gelmekte olduğundan kavuşmaları uzun sürmez. Bu bir
    yolcudur. Konuşmalarından yolcunun bu çevreyi iyi bildiği anlaşılır.
    Kılavuzluk etmesi için arabaya alınır ve yola devam edilir. Bir hana
    ulaşırlar. Orada fırtınanın geçmesini beklerler. Kendilerine kılavuzluk
    ettiği için yolcuya handa şarap ısmarlar. Ertesi günü hancıya hesabı
    ödeyip ayrılırken kılavuza elli kapik bahşiş vermesini söyler
    Savelyiç’e. Bir çapulçuya bu kadar para vermenin anlamsız olduğuna inan
    Savelyiç’i razı edemez. Pyotr Andreyiç, kılavuzun hizmetini karşılıksız
    bırakmak istemez. Tavşan kürklü gocuğunu, hizmetkârın itirazlarına
    rağmen, ona verir. Bu sırada arabacı da yola çıkmak için hazırlıklarını
    tamamlamıştır, hemen yola çıkarlar.
    Orenburg’a varınca, doğru Andrey Karloviç adlı generale çıkar.
    Babasının yazdığı mektubu ona verir. General mektubu okur ve mektupta
    yazılanların yerine getirileceğini söyler. Ertesi gün atanma emriyle
    birlikte, subay alayına katılması için onu Belegorski kalesindeki
    Yüzbaşı Mironov’un komutasındaki birliğe gönderir. Generale göre,
    Mironov, iyi dürüst bir subaydır. Orada Pyotr Andreyiç gerekli eğitimi
    alacak ve disipline alışacaktır.
    Belegorski, Kırgız bozkırlarının sınırında ıssız bir kaledir.
    Orenburg’dan “kırk verst” ötededir. Surlar, kuleler ve toprak bir tabya
    görmeyi umarken karşılarına kütüklerden yapılma bir çitle çevrili küçük
    bir köy çıkar. Kalenin girişinde dökme demirden, eski bir top
    durmaktadır. Dar, eğri büğrü sokaklardan, üzeri samanla örtülü basık
    kulübelerin arasından geçerek Yüzbaşının konutuna varırlar. Onları
    Yüzbaşının karısı Vasilisa Yegorovna karşılar. Ona, bu kaleye
    atandığını, Yüzbaşıyı görmeye geldiğini bildirir. Yüzbaşı İvan Kuzmiç,
    Papaz Gerasim’e misafirliğe gitmiştir. Yüzbaşının karısı, Çavuş
    Maksimiç’i çağırtır. Gelince ona Pyotr Andreyiç’in kalacağı eve
    götürmesini emreder. Burası tahta perdeyle ikiye ayrılmış, oldukça
    temiz bir odadır. Savelyiç, eşyalarını hemen yerleştirir.
    Ertesi sabah tam giyinmek üzereyken kısa boylu, esmer, genç bir
    subay içeri girer. Fransızca olarak, insan yüzü görmeyi özlediği için
    geldiğini söyler. Bu subay, düello nedeniyle muhafız birliğinden
    çıkarılan Şvabrin’dir. Bu sırada kapıya gelen asker, Vasilisa
    Yegorovna’nın kendisini yemeğe çağırdığını bildirir. Şvabrin de
    kendisiyle birlikte gelir. Yaşlı, uzun boylu, dinç bir adam olan
    Yüzbaşıyı, başında takke, sırtında bej renkli, pamuklu bir gecelik
    entariyle safta toplanmış yirmi kadar askeri eğitirken görürler.
    Yüzbaşı, yanlarına yaklaşıp dostça birkaç söz söyleyip eğitim
    yaptırmaya döner. Yüzbaşının evine gelirler, hizmetçi kız Palaşka
    sofrayı kurmaktadır. Tam bu sırada Yüzbaşının on sekiz yaşlarında,
    toparlak yüzlü, pembe yanaklı, açık kumral saçlı kızı Marya İvanovna
    içeri girer. Şvabrin, Yüzbaşının kızının tam bir aptal olduğunu
    kendisine söylediği için ilk görüşte ondan pek hoşlanmaz. Sofrada,
    Yüzbaşının karısı, annesinin, babasının sağ olup olmadığını, nerede
    oturduklarını, ekonomik durumlarının nasıl olduğunu sorar. Pyotr
    Andreyiç’in zengin bir aileden geldiğini öğrenen Yüzbaşının karısı,
    derin bir iç çeker. Burada kıt kanaat geçinmeye razı olduğunu; ancak
    evlenme yaşına gelmiş kızlarına çeyiz olarak verecekleri hiçbir
    şeylerinin olmamasının kendilerini üzdüğünü, karşılarına çıkacak iyi
    bir adamla kızlarını hemen evlendirmek istediklerini söyler.
    Aradan birkaç hafta geçer. Pyotr Andreyiç, Marya’yı sevmeye başlar.
    Edebiyatla da uğraştığı için, ona aşk şiirleri yazar. Yazdığı birkaç
    şiiri arkadaşı Şvabrin’e gösterir. Şvabrin, okuduğu şiirleri acımasızca
    eleştirir. Bu eleştiri, şiirlerin kötülüğünden değil, Marya’ya
    kendisinin de âşık olmasındandır. Hatta, Marya, onun iki ay önceki
    evlenme teklifini reddetmiştir. Şvabrin’in, Marya ile ilgili atıp
    tutmaları Pyotr Andreyiç’i çok kızdırır. Şvabrin’i alçak ve şerefsiz
    olmakla suçlar. Şvabrin, Pyotr Andreyiç’i düelloya davet eder. O da
    kabul eder. Pyotr Andreyiç, kavganın şahitliği için Üsteğmen İvan
    İgnatyiç’ten yardım ister. Fakat daha sonra Şvabrin’in de isteğiyle
    tanık olmadan kavga etmeye karar verirler. Samanlığın yakınında tam
    kavgaya tutuşacakken İgnatyiç tarafından yakalanırlar. Askerlerin de
    yardımıyla ikisi de Yüzbaşıya götürülür. Kalede barışın bozulmaması
    konusunda öğütler veren Yüzbaşı, kavgacıların birbirlerine sarılarak
    barışmalarını sağlar. Kavganın nedeninin de Marya için yazılmış şiirler
    olduğunu herkes öğrenir.
    Yüzbaşının evinden ayrılan Şvabrin ve Pyotr Andreyiç’in hırsları
    geçmemiştir. Ertesi gün ırmak kıyısında kozlarını paylaşmak üzere
    sözleşip ayrılırlar. Her ikisi de sözünü tutar ve kararlaştırılan
    saatte ırmağın kıyısına gelir. Kılıçlarını çekerek kavgaya başlarlar.
    Bir süre birbirlerine zarar veremeden kavga sürer. Şvabrin’in
    gerilemeye başladığını sezen Pyotr Andreyiç, tekrar saldırıya geçer,
    hasmını ırmağın ucuna kadar sıkıştırır. Bu sırada keçi yolundan aşağı
    doğru koşarak gelen Savelyiç’in kendisine seslendiğini işitir. Kısa bir
    dalgınlık anında Şvabrin’den aldığı kılıç darbesiyle göğsünden
    yaralanır, yere düşer ve bayılır.
    Ayıldığında kendini Yüzbaşının evinde bulur. Marya ile Savelyiç
    yanındadır. Beş gün boyunca komada yatmıştır. Kendini iyi hissetmeye
    başlayınca Marya’ya evlilik teklifinde bulunur. Marya ise henüz
    tehlikeyi atlatmadığını ve kendisini korumasını söyler. Kalede doktor
    olmadığı için Pyotr Andreyiç’in tedavisiyle alay berberi
    ilgilenmektedir. Ertesi gün Marya’ya evlilik teklifini tekrarlar. Marya
    da Pyotr Andreyiç’e karşı ilgisiz değildir. Pyotr Andreyiç’in anne ve
    babasının bu evlilik için onayını almak isterler. Pyotr Andreyiç,
    babasına bir mektup yazar. Gelen cevap umdukları gibi değildir. Pyotr
    Andreyiç’in babası hem evliliğe karşı çıkmakta hem de gereksiz yere
    kavga ederek yaralanmasına neden olmasına kızmaktadır. Hatta
    Yüzbaşının, kalesinde bu olaylara sebebiyet vermesine içerler ve oğlunu
    bir başka birliğe tayin ettireceğini yazar.
    Bu sıralarda Çariçeye karşı isyan edenler kalabalık bir grup
    olmuşlardır. Pugaçev adlı bir Kazak’ın etrafında toplanan isyancılar,
    bazı kalelere saldırarak başarı kazanmışlar ve oralardaki askerleri de
    saflarına katmışlar, katılmayanları ise idam etmişlerdir.
    Yüzbaşı Mironov, Generalden aldığı emri tebliğ etmek için kaledeki
    bütün subaylarını toplar. Kendini III. Petro olarak tanıtan isyancı
    Kazak Pugaçev’in kaleye saldırması durumunda öldürülmesi ve bunun için
    hazırlıklara başlanılması emredilmiştir.
    Kalede Kazaklar dışında yüz otuz asker vardır. Bir süredir terk
    edilen nöbet ve devriye sistemi tekrar başlatılır. Eldeki top
    temizlenir, kullanılır duruma getirilir. Kaleye saldırı olacağı her ne
    kadar gizli tutulmaya çalışılsada kısa bir süre sonra herkesin haberi
    olur. Kaledekilerin telaşı bir kat daha artar.
    Pugaçev, kaleye girmeye hazırlanmaktadır. Yüzbaşıya, Pugaçev’den bir
    mesaj gelir. Kaledeki Kazakları ve askerleri çetesine çağırmakta ve
    komutanlara da karşı koymamalarını öğütlemektedir. Yüzbaşı savaştan çok
    korkan kızı Marya’yı, karısı ile güvende olacakları başka bir kaleye
    göndermeyi düşünür. Karısı başka yere gitmeye razı olmaz. Marya’yı da
    göndermeye zaman kalmaz. Çünkü, Pugaçev yolları kesmiş, kaleye girişi
    ve çıkışı kontrol altına almıştır. Yüzbaşı önce savunmaya geçer.
    İsyancılar, atlardan inip saldırıya geçince Yüzbaşı da kale kapısını
    açtırıp isyancıların üzerine saldırıya geçer. Umdukları gibi olmaz.
    İsyancılar kısa süre içinde Yüzbaşıyı ve diğerlerini yakalarlar ve
    etkisiz hâle getirirler. Pugaçev, komutanın evine yerleşir. Meydana
    darağacını kurdurur. Kendisine katılmayan Yüzbaşı ile Üsteğmeni hemen
    astırır. Sıra Pyotr Andreyiç’e gelir. Bu arada Kazak kaftanı ile
    Şvabrin gelip Pugaçev’in kulağına bir şeyler fısıldar. Pyotr
    Andreyiç’in yüzüne bile bakmadan adamlarına onu asmalarını emreder. Tam
    ilmeği boynuna geçirdikleri bir sırada bir haykırış yükselir. Bu
    Savelyiç’in sesidir. Pugaçev’e yalvarmakta, onu asmamasını
    istemektedir. Pugaçev, yaşlı hizmetkârı tanır. Pyotr Andreyiç’in,
    tipide kendini arabasına alan; kendine handa şarap ısmarlayan ve tavşan
    kürklü gocuğunu veren kişi olduğunu anlar. Adamlarına işaret ederek
    serbest bıraktırır. Yüzbaşının karısı bu sırada olay yerine gelir.
    Kocasını darağacında görünce “Katiller!” diye bağırır. Pugaçev,
    adamlarına kadının susturulmasını emreder. Kadının başına bir Kazak,
    kılıcıyla bir darbe indirir; kadın yere düşer ve can verir.
    Ölümden kurtulan Pyotr Andreyiç, Yüzbaşının kızını merak eder. Onun
    başına bir kötülük gelmesinden korkar. Marya’yı, Papazın karısı
    korumaya alır ve onu yegeni olarak isyancılara tanıtır. Bu duruma
    Şvabrin de ses çıkarmaz. Çünkü o karışıklıkta Marya’nın başına bir
    kötülük gelmesini istemez.
    Pugaçev, Pyotr Andreyiç’e kendisine katıldığı takdirde yüksek
    rütbeler vereceğini vadeder. Pyotr Andreyiç, bu teklife yanaşmaz. Bunun
    üzerine onun kaleden hizmetkârıyla birlikte çıkışına izin verir.
    Pyotr Andreyiç, Orenburg’a gider. Kale komutanı generale olanı
    biteni anlatır. İsyancıların gücü hakkında bilgiler verir. General
    subaylarını toplayıp durum değerlendirmesi yapar. Pyotr Andreyiç,
    Belegorsk kalesindeki isyancılara karşı taarruz yapılmasını savunursa
    da hiçbir subay buna yanaşmaz. Savunmada kalmayı tercih ederler.
    Aradan birkaç gün geçtikten sonra geldiği kaledeki Çavuş Maksimiç,
    Marya’dan bir mektup getirir. Mektuba göre, Pugaçev, kalenin yönetimini
    Şvabrin’e bırakmış Orenburg yakınlarında kaleye saldırı hazırlıklarına
    girişmiştir. Şvabrin, Marya’yı Papaz Gerasim’in evinden alıp kendi
    evine götürmüş ve orada bir odaya hapsetmiştir. Karısı olması için
    baskı yapmaktadır. Marya, Pyotr Andreyiç’ten gelip kendisini
    kurtarmasını istemektedir.
    Pyotr Andreyiç, General’e gider. Ondan, Belegorsk kalesini
    isyancılardan temizlemek için bir bölük askerle, elli Kazak vermesini
    ister. Yüzbaşının kızının yazdığı mektuptan da söz eder ona. Fakat
    General’i yine razı edemez. Umutsuzluğa kapılan Pyotr Andreyiç, sevdiği
    kızı Şvabrin’e kaptırmaktansa ölümü göze alır. Atına binip kale
    kapısından dışarı çıkar. Peşine Savelyiç de takılır. Bir süre sonra
    Berda köyü yakınlarında Pugaçev’in adamlarına yakalanırlar. Pugaçev’in
    huzuruna çıkarılırlar. Pugaçev’e sevdiği kızın Belogorsk kalesinde
    olduğunu ve kale komutanı olarak bıraktığı Şvabrin’in kızı
    hapsettiğini, evlenmeye zorladığını halka zulmettiğini anlatır.
    Pugaçev, kalenin yönetimini bıraktığı şahsın halka zulmetmesine çok
    kızar. Birlikte kaleye giderler. Marya’yı hapsedildiği odadan
    çıkarırlar. Pugaçev, halka verdiği eziyetten dolayı Şvabrin’e kızar.
    Papazı çağırmasını, Marya ile Pyotr Andreyiç’i evlendireceğini
    söyleyince, Şvabrin, Marya’nın Yüzbaşının kızı olduğunu itiraf eder.
    Kendisine bunun daha önce söylenmemesinden dolayı Pugaçev’in kızgınlığı
    daha da artar. Pyotr Andreyiç de Şvabrin’in söylediklerini doğrular.
    Bunu, Marya’nın hayatına zarar verileceğinden korktuğu için
    söylemediğini itiraf eder.
    Pugaçev, Pyotr Andreyiç’in kendisine yaptığı iyilikleri hatırlar ve
    bir kez daha canını bağışlar. Marya ile birlikte diledikleri yere
    gitmelerine izin verir. Üstelik yolda adamları tarafından
    engellenmemesi için bir izin kağıdı da düzenler. Pugaçev’e göre iyilik
    ya tam yapılmalı ya da hiç yapılmamalıdır.
    Pyotr Andreyiç, Marya ve Savelyiç bir yaylı arabasıyla yola
    koyulurlar. Amacı Marya’yı memleketine götürmek ve onunla evlenmektir.
    Bir süre sonra Pugaçev’in egemenliğindeki bir kalenin yakınındaki
    menzile gelirler. Menzildeki görevliye ellerindeki izin kağıdını
    gösterince hemen arabanın atları değiştirilir ve tekrar yola
    koyulurlar. Hava kararmaya başlarken küçük bir kente yaklaşırlar.
    Devriyeler önlerini keser. Arabacı arabada Çarın bacanağının olduğunu
    söyleyince, muhafızlar küfürler savurarak hemen etraflarını sarar.
    Komutanlarına götürürler. Orada karşılarına handa bilardo oynayıp yüz
    ruble kaybettiği Zurin çıkar. Durumu ona anlatır. Zurin, isyancılara
    karşı kendisiyle birlikte savaşmasını teklif eder. Marya’yı Savelyiç
    ile babasına gönderir. Kendisi orada kalır.
    Pyotr Andreyiç ve Zurin isyancılara karşı başarılar kazanırlar. Bir
    süre sonra Pugaçev de yakalanır. Pugaçev işini soruşturan komisyon,
    Pyotr Andreyiç’in yakalanıp kendilerine gönderilmesi için Zurin’e emir
    göndermiştir. Zurin, görevini yapar. Pyotr Andreyiç’i Kazan’a gönderir.
    Askerî mahkeme kurulmuştur. Mahkeme başkanı bir generaldir. Pyotr
    Andreyiç’in adını sanını sorduktan sonra, Andreyiç Petroviç Grinyov’un
    oğlu olup olmadığını bir defa daha sorar. Öyle saygıdeğer bir babanın,
    isyancılarla iş birliği yapan bir oğlunun olmasına çok şaşırır. Pyotr
    Andreyiç, Pugaçev’in hizmetine girmediğini ve ondan herhangi bir görev
    almadığını söylese de mahkemeyi ikna edemez. Yüzbaşının kızının,
    mahkeme kapılarında sürünmemesi için bu konuda kendisine tanıklık
    etmesini de istemez. Babasının iyi bir subay olması nedeniyle idam
    edilme yerine, Sibirya’nın ücra bir bölgesinde ömür boyu oturmaya
    mahkûm edilir.
    Bu karar, Pyotr Andreyiç’in babasını kahreder. Oğlunun, bir
    isyancının hizmetinde bulunmasını onuruna yediremez. Bu durum Marya’yı
    da derinden sarsmıştır. Mahkemede Pyotr Andreyiç’in kendisiyle ilgili
    bazı şeyleri açıklamamış olmasına inanmaktadır. Çok iyi bakıldığı bu
    evden müsaade isteyerek Savelyiç’le birlikte Petersburg’a gider.
    Çariçenin o sırada Tsarskoye Selo’da olduğunu öğrenir. Kendisi de orada
    konaklamaya karar verir. Menzil bekçisinin eşiyle tanışır. Saray
    so********n yeğeni olan bu kadın, Marya’ya Çariçe’nin uyandığı saati,
    gezindiği yerleri, hizmeti için yanında bulunanları anlatır. Ertesi gün
    Marya, erkenden kalkar ve bahçeye çıkar. Orada kırk yaşlarında,
    Çariçe’nin sarayında görevli bir bayanla tanışır. Ona başından
    geçenleri anlatır ve ondan Çariçeye yazdığı mektubu götürmesi için
    yardım ister. Mektubu okuyan Çariçe, Marya’yı huzuruna davet eder; onu
    çok iyi karşılar. Ona, Pyotr Andreyiç’in suçsuz olduğuna inandığını,
    evlenmeleri için yardım edeceğini söyler. Kayın babasına vermesi için
    bir mektup da verir. Mektubunda Pyotr Andreyiç’in suçsuzluğunu
    bildirmekte ve Yüzbaşı Mironov’un kızının da zekâsını, ahlâkını
    övmektedir.
    Pyotr Andreyiç, özel bir emirle sürgünden kurtulur ve Simbirsk’e
    döner. Marya ile evlenir, bolluk içinde mutlu bir hayat yaşarlar.
    Akıcı bir dille kaleme alınan eserde, Rus ordusunda görev yapan
    subayların yetişme tarzını; kişinin ekmeğini yediği devletine, canı
    pahasına da olsa, nankörlük etmemesi gerektiği; aşkın insana verdiği
    cesareti görmekteyiz…

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 7:25 am