Vekiller kendini savunamayacak
25 Nisan 2008 Cuma 12:19
AK Parti'ye açılan kapatma davasında kimse kendini savunamayacak... Cumhurbaşkanı bile... Nedeni bakın ne?
İlgili Haberler Gül kendini savunamayacak! |
Ak
Parti'ye açılan kapatma davasında siyasi yasak istenen vekillerin
"bireysel savunma" hakkı yok. Çünkü dava kişilere değil, kuruma açılmış
görülüyor... Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hazırladığı AK
Parti'yi kapatma davası iddianamesinde adı siyasi yasak istenenler
arasında geçen Zafer Üskül, “bireysel savunma” hakkını kullanmak için
Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN EMSAL KARAR |
Kapatma davalarında 'bireysel savunma' yapılamıyor. Bu konudu hukukçular ikiye bölünmüş durumda. DTP ve AK Partiye açılan kapatma davalarının ardından, iddianamelerde ismi geçenlerin, bireysel savunma yapıp yapamayacağı tartışılırken Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde emsal bir karara imza attı. DTP’li İbrahim Binici’nin bu yöndeki talebini reddetti... Binici’ye gönderilen yanıtta, kapatma davalarında “bireysel savunma”nın mümkün olamayacağı belirtildi. |
hakkını kullanmak istediğini bildirdi. AK Parti'nin kapatılması
durumunda milletvekilliğinin düşürülerek, 5 yıl siyaset yasağıyla yüz
yüze bulunduğunu belirten Üskül, "AİHM, siyasi yasaklama ve
milletvekilliğini düşünme kararlarını AİHS'nin ihlalini oluşturduğuna
karar vermiştir. Bu durumda bir suçla itham edildiğim ve cezai bir
müeyyideyle karşı karşıya olduğum görülmektedir. Bir suçla itham edilen herkesin kendisini savunma hakkının varlığına aşikardır” dedi.
2 SAYFALIK DİLEKÇE
Üskül,
dilekçesinde, şahsına yönelik ithamlarla ilgili bireysel savunma
hakkını kullanmak için Anayasa Mahkemesi'nden iddianamenin kendisiyle
ilgili kısmının ekleriyle birlikte tarafına tebliğ edilmesini talep
etti. Üskül, Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu 2 sayfalık bir dilekçesinde,
Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti hakkında açtığı kapatma davasında, AK
Parti'nin "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olmasına
katkıda bulunduğu iddiasıyla, 5 yıl süreyle bir başka siyasi partinin
kurucusu, yöneticisi, denetçisi veya üyesi olmasının yasaklama
talebinin yer aldığını öğrendiğini belirterek, şöyle dedi:
YASAK BİR CEZADIR
"Mahkemenizin, beş yıl süre ile bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi, denetçisi olmamama karar vermesi halinde, Anayasa'nın 84. maddesinin son fıkrasına göre, milletvekilliğim sona erecektir. Görüldüğü üzere, AK Parti hakkında açılan kapatma davasında, tarafıma da bir cezaya hükmedilmesi talebi söz konusudur." AİHM'in
daha önce verdiği kararlarda, milletvekilliğinin düşmesini bir "ceza"
olanak nitelendirdiğini hatırlatan Üskül, "AİHM, siyasi yasaklama ve
milletvekilliğini düşürme kararlarını AİHS'nin ihlalini oluşturduğuna
karar vermiştir. Bu durumda bir suçla itham edildiğim ve cezai bir
müeyyideyle karşı karşıya olduğum görülmektedir. Bir suçla itham edilen
herkesin kendisini savunma hakkının varlığı aşikardır" görüşüne yer
verdi.
90. MADDE VURGUSU
Dilekçesinde,
AİHS'nin, herkesin savunma hakkını düzenleyen ilgili maddesi ile
Anayasa'nın 90. maddesine vurgu yapan Üskül, 1982 Anayasası'nın 36.
maddesine göre ise, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Öte yandan, bu davada
uygulanması söz konusu olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 176.
ve izleyen maddeleri uyarınca savunma hakkımı kullanabilmem
gerekmektedir" saptamasını yaptı.
İDDİANAMEYİ TALEP ETTİ
Üskül
dilekçesinde, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılması davasında,
şahsıma yöneltilen ithamlarla ilgili olarak bireysel savunma hakkımı
kullanmaya karar verilmesini, savunmamı hazırlamak ve davanın
görüşülmesi sırasında sunmak üzere iddianamenin benimle ilgili eklerini
de içeren bir örneğinin tarafıma tebliğini arz ederim" talebinde
bulundu.