İşte çürük çetesinin şifreleri
25 Nisan 2008 Cuma 00:03
Çürükçü Çetesinin şifreleri mahkemede deşifre oldu. Bakın çürük raporu alınırken hangi şifreler kullanılıyor...
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 97 kişinin ''askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak etmek'' suçlarından
yargılanmalarına devam edildi. Mahkemede ifade veren sanıklardan
Aytekin Demirdaş telefon görüşmelerinde yaptıkları şifreli görüşmelerin
içeriğini açıkladı. Duruşmada
söz alan sanık Fatih Terzioğlu'nun avukatı Erkan Akbaba, davanın ''bir
numaralı sanığı'' Aytekin Demirdaş'ın önceki duruşmada verdiği ifadede ''gizlilik kararı bulunan bazı bilgi ve belgeleri incelediğinin anlaşıldığını'' belirtti.
Gizlilik
kararı bulunan evrakların Demirdaş'a verilmesinin hukuka aykırı
olduğunu söyleyen Akbaba, Demirdaş'ın bu belgeleri inceledikten sonra
soruşturma evresinde askeri savcıya verdiği ifadenin de delil niteliği
taşımaması gerektiğini savundu. Akbaba, ''Demirdaş'a bu belgelerin askeri savcı tarafından verilmesi hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını'' sordu. Askeri
Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok da sanık Demirdaş'a verilen belgelerin adli
savcı tarafından hazırlanan iddianameden ibaret olduğunu ve bu
iddianamenin tüm sanıklarda bulunduğunu söyledi. İddianameyi okuduktan sonra ''Demirdaş'ın akıl sağlığından şüphe ettiğini'' söyleyen
Gündüz, Demirdaş'ın akıl sağlığına ilişkin rapor alınmasını istedi.
Gündüz, üzerine atılan suçlamalarda kendisini ''emekli yüzbaşı Egemen''
ismiyle tanıttığını, bu yolla kişilerin ''askerlik işlemlerinde
yardımcı olduğu'' yönündeki ifadeleri de kabul etmediğini belirtti. BENİM GİBİ BİRÇOK İNSANI KANDIRDI
Gündüz,
''Aytekin Demirdaş kendi aklında oluşturduğu örgütüyle Türkiye'yi kendi
keyfiyetine göre bölgelere ayırarak kafasınca bazı kişilere bölge
sorumluluğu verdi. Bu yönüyle Demirdaş bölücülük de
yapmaktadır. Demirdaş üzerindeki TSK üniformasını güven unsuru olarak
kullandı ve benim gibi birçok insanı kandırdı'' dedi. Turgut
Gündüz, iddianamede ''para aldığı'' öne sürülen Hasan Şimşek ile
Antalya'da özel bir okul açmayı düşündüklerini, Şimşek'in banka
hesabından kendi hesabına aktarılan paranın da bu iş için kullanılan
para olduğunu savundu. Mahkeme
Başkanı Albay Ahmet Erdem, Gündüz'e, arabasında yapılan aramada ele
geçirilen yükümlü sanıklara ait nüfus cüzdanı fotokopilerini, sanık
Ayhan Eke'den hesabına yatırılan 250 YTL ve Hasan Şimşek'ten ayrı ayrı
zamanlarda gelen 15 bin YTL'nin neden yatırıldığını sordu. Sanık Gündüz, iddianamede kendilerinden ''Ne idüğü belirsiz'' kişiler
olarak söz edildiğini öne sürerek, bu nitelendirmeyi kabul etmediğini,
kendisinin de TSK'da uzman çavuş rütbesiyle bir süre ''şerefli bir şekilde'' görev yaptığını söyledi. Bu arada söz alan Aytekin Demirdaş, ''Turgut Gündüz'ün ifadesini kabul etmediğini ve yalan söylediğini'' ifade
ederek, Gündüz ve Ayhan Eke'nin, yükümlülerin askerlik şubelerinden
hastanelere sevk işlemleriyle ilgilendiklerini öne sürdü.
SANIK BOZKURT'UN SAVUNMASI
Sanık
İmdat Bozkurt da, askeri savcının iddianamede ''Ne idüğü belirsiz''
ifadesini kullandığını belirterek, ******'ün sözlerinden hareketle
yola çıkılan bu ifadenin kendilerini rencide ettiğini söyledi. Bozkurt,
duruşma safhalarında askeri savcı Üçok'un her konuda nezaket
kurallarına en iyi şekilde uyduğunu, ancak soruşturma safhasında kendi
ifadesini alan savcının hakaretlerine maruz kaldığını öne sürerek, ''Duruşmada
keşke benim ifademi de bu savcı alsaydı. İfadem alınırken duyduğum
hakaretleri, küfürleri duymamış olsaydım diye düşündüm'' dedi.
MAHKEME BAŞKANI: ''ŞİMDİ İMDAT DİYECEĞİM...''
Bozkurt'un ifadesini sürdürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erdem ''İmdat,
ben şimdi 'imdat' diyeceğim. Esasa gel, esasa... Buldun bir mahkeme,
güzel güzel konuş ama şimdiye kadar herkes senin savunmanı dinledi.
Artık esasa ilişkin savunmana gelmeni bekliyorum'' diye konuştu. Bunun
üzerine, İmdat Bozkurt, kendisine sorulan sorulara cevap verdi ve
Aytekin Demirdaş ile sahte çürük raporu vermek işlerine karışmadığını,
sadece birkaç kez araba satışı yaptığını söyledi. Mahkeme
Başkanı Erdem'in Bozkurt'un hesabından Demirdaş'ın hesabına ayrı ayrı
zamanlarda yaklaşık 30 bin YTL para aktarıldığını belirtmesi üzerine
Bozkurt, ''Bu paralar araba alıp satmaktan kaynaklandı. İkimiz
de asker kökenli olduğumuz için Demirdaş'ın paraya sıkıştığı zamanlar
ona para havalesi yaptım. Mesela, çocuğunun doğum gününde pasta alacak
durumda olmadığını söylediğinde Demirdaş'a 250 YTL havale yapmıştım'' dedi.
DEMİRDAŞ: ''ARABADAN KASIT YÜKÜMLÜNÜN KENDİSİDİR''
Bozkurt'un
ifadelerinin ardından söz alan Aytekin Demirdaş, dinlenen tüm
sanıkların kendisiyle araba alım satımı yaptıklarını anlattıklarını
belirterek, şunları kaydetti: ''Herkes araba ticaretine sığınıyor. Arabadan kasıt, yükümlünün kendisidir. Telefonlarda
geçen araba kelimesi yükümlüyü ifade eder. Şahıs, 'arabam var' deyince,
ben 'plakası kaç' diyerek memleketini öğrenmek isterim. 'Vuruğu, çiziği
var mı' demekle de daha önce rapor almak için girişimde bulunmuş mu,
bunu sorarım. 'Satışa hazır mı?' deyince, askerlik şubesinden hastaneye
sevk alıp almadığını, 'Ankara'ya getirin pazara çıkaralım' deyince de
rapor işinin yapılacağını söylemiş olurum.'' Demirdaş,
tüm sanıklarla araba ticareti yapmasının mümkün olmadığını, sanıkların
ellerinde araç alıp satımına ilişkin protokol ya da sözleşme varsa
mahkemeye sunmalarını istedi. Bunun
üzerine, sanık İmdat Bozkurt, Demirdaş'ın her konuda ''bilirkişi
edasıyla fikir beyan ettiğini'', ancak sözlerinin yalan olduğunu
savundu. Bozkurt, ''Demirdaş'ın asıl işi çürük raporu
düzenlemek olabilir ama bizim asıl işimiz ticarettir. Hepimiz askeriz,
ben eski askerim. Askerlikte üst her zaman haklıdır. Ben Demirdaş'ın
üstüyüm, yani ben haklıyım'' diye konuştu. Mahkeme Başkanı Hakim Albay Ahmet Erdem de bu sözleri üzerine Bozkurt'u uyararak, ''Sulandırma... Sana sorulanı söyle'' dedi. Mahkeme Başkanı Erdem, Bozkurt'un ifadesinin ardından duruşmaya 1,5 saat ara verdi.